Serdar Arseven

Serdar Arseven

“Devlet” Opera ve Balesi!..

“Devlet” Opera ve Balesi!..

“Dünya Verimlilik Kongresi” adlı etkinliğin devre aralarında, hem AK Parti dönemi bürokratlarıyla, hem de bizleri hayli yakından takip ettiklerini söyleyen “sosyal demokrat” hanımlarla gündemin birinci sırasındaki “terör” meselesini konuştuk...
Sıradan lâflar;
Bir taraf “istikrara kasteden şer odaklarından” bahsediyor, diğeri “açılım” sürecinde birtakım hatalar yapıldığından...
Tipik AK Parti-CHP tartışması...
Buralarda lâf çok ama...
Meselenin farklı taraflarına bakabilenlerin nazarında alayı boş!..
Bugün o farklı boyutlardan birini yatırayım mı masaya?..

“Ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranmak” pozisyonunu benimsemiş bir kardeşiniz olarak bir inceliğe dikkat çekmek isterim:
Ne deniyor; “Yüce devlet sağlık, eğitim, güvenlik dışındaki alanlardan elini çeksin.
Tekel’le ne işi var, piyangoyla ne işi var?..
Devlet küçülecek ki büyük ola!..”
İyi tamam, hele bugünün dünyasında dört başı mamur karşı çıkılacak bir görüş değil, isabetli yönleri var.
Devletin el attığı alanlar kuruyor, işin içine memur zihniyeti girdim mi verimlilik dibe vuruyor...
Şu, bu...

Eee tamam; Anavatan, Doğru Yol, MHP, DSP, CHP AK Parti, hepsi özelleştirmeci...
Özelleştirmeci de...
Sormaz mıyım ben:
Üç kalem hariç, her bir şey özelleştirilmeliyse...
Opera ve Bale’yi niçin özelleştirmiyorsunuz?!..
Hani devlet faaliyetleri “sağlık, eğitim, güvenlik”le sınırlandırılmalıydı?..
Balenin, operanın bu işlerle alâkası ne!..

Devlet, fabrika yapmak söz konusu olduğu zaman, hem de ekonomiden sorumlu bakanlarının ağzından, “Bu iş devletle olmaz” der!..
Güneydoğu’ya, Doğu’ya yatırımı “özel sektör” yapacak, devlet ise özel sektörün yolunu açmak için gerekli tedbirleri almakla yetinecek!..
Fabrika meselesi böyle...
Ya opera ve bale?.. O başka!..
O, devletin işi!..
Devlet, her biri terörün beline darbe indirecek fabrikaların üçer kuruşluk zararını üstlenmez...
Lâkin söz konusu olan “fantezi” ise hiçbir fedakârlıktan kaçınılmaz..
İşte Yüce Devlet, 2010’da Opera ve Bale faaliyetleri için senin benim kesemden 140 trilyon lirayı (Yeni para 140 milyon mu ne) harcayıverdi.
Ne para, akla ziyan!..
Bu parayı her yıl her yıl veriyorsun, operaya ve baleye!..
Ve boğazıma çöküyorsun:
Öde babam öde!..
Tamam verelim verelim de...
Düşünmeyelim mi:
“Bunca para, Opera ve Bale yerine ‘terörle mücadele’ye tahsis edilseydi, kaç fabrika yapılırdı ve kaç vatan evladı kahrolası örgütün elinden kurtarılırdı?!..”

Efendim opera bale de ihtiyaç değil mi?..
Belki ihtiyaç!.. Lâkin, benim ihtiyacım değil!..
Evlâdını “kirli çatışmalara”, “faili meçhullere” kurban veren “insanımın” da değil!..
Bu tür faaliyetleri “kaymak” tabaka takip ediyorsa, bir zahmet bedelini de onlar ödeyiversin!..
Vakıf kursun, bağış alsın, şunu yapsın bunu yapsın...
‘Opera ve Bale’nin parasını meraklısı karşılasın!..
Benim terör kurbanı Kürd’ümün, Türk’ümün boğazına çöküp, opera ve baleye para aktarmak...
Bir yandan “Devlet Güneydoğu’ya yeni fabrikalar açamaz çünkü..” deyip, diğer yandan dünyanın parasını ‘opera ve bale’ye yönlendirmek zulümdür!..

Ben üç aşağı beş yukarı bunları söyledim...
Sosyal demokrat grup pek kızdı!..
O ana kadar AK Parti’nin her icraatına karşı çıkan grup üyeleri, “Ama fabrika başka, opera bale başka, hükümet bunu doğru yapıyor” söyleminde uzlaştı!..
Canım ülkem!..
ANTALYA’DA BEYİN FIRTINASI!..
“Milli Prodüktivite (Verimlilik) Merkezi” tarafından gerçekleştirilmekte olan etkinlikte dünyanın dört bir yanından gelen uzmanlarla beraberiz ve “beyin fırtınası” modunda vakit geçiriyoruz.
“Verimlilik” mevzuu üzerine yazacaklarımız olur elbet.
Hele biraz daha derinleşelim de.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi