CHP’siz olur mu?
Esasen bu kuşku veya korku yeni değil.
CHP’siz bir Türkiye ülkenin iktidar seçkinleri için en azından kuşku ve esasında bir korku unsuru.
Neden böyle?
Birincisi, CHP Türkiye’yi tek parti döneminde toplum mühendisliği ile biçimlendirirken, bir hayat tarzı empoze ediyordu.
“Modernlik” eşittir “CHP’nin dayattığı hayat tarzı” idi. Bu hayat tarzında dine yer yoktu.
Laiklik bu demekti. Dinin olmadığı bir yönetimle birlikte, en azından dinin görünmediği bir hayat.
Bunda samimi mi idi?
Dinsiz olmakta veya din dışı olmakta samimi idi.
Fakat, dini dışlamakta samimi değildi. Hangi gerekçe ile olursa olsun bir diyanet teşkilatına vücut vermişti ve dinin işine gelen pratiklerini kendi amacına göre kullanmaktan geri kalmıyordu.
Mesela Hava Kurumu’na zekat toplatıyor, kurban derilerine el koyuyordu.
Dini şu veya bu sebeple kullanmak CHP öncesinin bir alışkanlığı idi. Kurtuluş Savaşı sırasında din en ileri derecede devreye sokulmuştu. Liderin ağzından dini ibareler dökülüyordu. Kazım Karabekir Paşa da bu hocalar gibi konuşmayı eleştiriyordu.
Zaferden sonra dine bu ölçüde ihtiyaç duyulmadı. Duyulduğunda kullanmaktan geri kalınmadı. Hatta öyle şeyler oldu ki, 1928’den beri resmen laik olan CHP’nin ebedi şefi, 1931’de Diyanet İşleri Reisini partisinin Ankara il başkanı yaptı!
“Din istismarına en çok karşı çıkma iddiasında olan parti hangisidir” desem, tereddütsüz “CHP” denileceğinden eminim.
Sebebi basit: Tarihi boyunca dini en fazla istismar eden parti CHP’dir de ondan!
CHP dini bastırdıktan sonra, 1950’lere doğru tekrar bu alana avdet etti. Dini kullanarak iktidarını sürdürmek istedi.
Sonradan muhaliflerini şiddetle eleştirdiği imam hatip, Kur’an kursu ve ilahiyat fakültesi konusunda öncülüğü CHP yapmıştı. 1950’ye gelindiğinde, DP iktidarına bu konularda yeni adımlar atmaya ihtiyaç kalmamıştı.
CHP din istismarı ile iktidarda kalamayınca, iktidar partisini din istismarcılığı ile ithamı iş edindi.
Gelelim hayat tarzına…
Laik olduğu iddia edilen hayat tarzını yerleştirmek için CHP az şey yapmadı. Bol alkollü hayat, kadın erkek karışık toplantılar, örtünme konusunda kanuna dayanmayan uygulamalar. Bizden önceki nesiller, çarşaf yırtan valilerden, kaymakamlardan hayli hikaye anlatırlar…
CHP’nin parçalanmalarla külliyen ortadan kalkması veya CHP’lilik niteliklerini kaybederek var olması, siyasi hayatımız için bir kayıp olabilir mi?
“Olmaz” diyemeyiz. Ama CHP’lilik bir hayat tarzı dayatması olarak Türkiye siyasetini bir hayli sıkıntıya sokmuştur. Bu yapısıyla, akıllı uslu sol bir partinin ortaya çıkıp güçlenmesini de engellemiştir.
Siyasi hayatımız için bu anlamda klasik CHP’nin ortadan kalkması ferahlık bile meydana getirebilir. Gerçek sol siyaset yapmak isteyenlere meyan da açabilir. Fakat, CHP’liliği bir hayat tarzı dayanağı olarak görenler kendilerini böyle bir kurumdan mahrum hissetmek istemeyebilirler.
Onlara tavsiyemiz, işe ideoloji karıştırmadan ve açıkça kendilerini ifade edebilecekleri bir siyasi yapıya vücut vermeleridir…
Çünkü CHP’nin sırf onlara oynayarak ayakta kalması mümkün değil. Ya yok olacak, ya da değişecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.