Atatürk ve CHP
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü grup konuşmasındaki en önemli husus neydi? En önemli husus, Atatürk’ün şu sözlerini aktarmasıydı:
“Milletin karşısında namuslu olmak, namuslu hareket etmek lazımdır. Milleti aldatmayacağız. Belki hata ederiz fakat onu millet düzeltsin. Kendimizi milletin üzerinde görmeye hakkımız yoktur.”
Yoruma gerek yok, çok açık: Hata edebileceğini kabul etmek... Düzeltme mercii olarak milleti görmek... Milletin üstünlüğünü vurgulamak...
Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün 30 cilt tutan külliyatından başka bir sözünü de seçebilirdi. Bu sözü seçmesi son derece anlamlıdır.
1923’te demokrasi
Atatürk bu sözleri 1923’te söylemiştir. 1923 yılının önemi, Milli Mücadele dönemindeki demokrasinin büyük ölçüde devam ediyor olmasıdır.
CHP’nin 1923 tüzüğünde bu özellik açıkça görülür; özetle:
Madde 4: Parti üyeleri CHP’nin tüzük ve programını eleştirebilir, değiştirmek için öneride bulunabilir.
Madde 5: Genel başkan parti kurultayı tarafından oylamayla seçilir.
Madde 92: Grup toplantılarında milletvekilleri fikir ve görüşlerinde tamamen serbesttir. Devlet ve hükümet işlerinde serbestçe fikir beyan ederler, soru sorarlar. Partiye kongre yön vermektedir.
Burada Milli Mücadele dönemindeki Müdafaa-i Hukuk cemiyetlerinin demokratik ve çoğulcu yapısının izleri açıkça görülmektedir. Adayları Atatürk belirlemiş olsa da Meclis’te muhalefet vardır.
Cumhuriyet’in ilanı ve hilafetin kaldırılması bu demokratik dönemde gerçekleşmiştir.
Baskı rejimi
1925’te Takrir-i Sükun Kanunu ile son derece baskıcı bir döneme girilmiş, muhalefet ağır bir yumruk darbesiyle susturulmuş, Tek Parti rejiminin otoriter yapısı oluşturulmuştur. CHP’nin 1927 tüzüğü de bu yönde değişmiştir:
Madde 7: Önceki maddelerde partinin ideolojisi tanımlanmış, genel başkanın Mustafa Kemal Paşa olduğu belirtilmiş ve 7. maddede “İş bu genel esaslar hiçbir şekilde değiştirilemez” hükmü getirilmiştir...
Madde 11: Kurultayda sadece milletvekillerinin değil, merkez tarafından atanan parti müfettişlerinin de doğal delege olduğu belirtilerek il delegelerinin oranı düşürülmüş, genel merkez mutlak egemen haline getirilmiştir.
Madde 18: Partiye “istikamet tayini” yetkisi genel başkana verilmiştir. Kurultayın yetkisi daraltılmıştır.
CHP daha ideolojik, daha merkeziyetçi ve dar tabanlı hale gelmiştir. Artık Atatürk de 1927’de okuduğu Nutuk’ta CHP’nin işlevinin “milleti hata yapmaktan korumak” olduğunu söylemektedir.
CHP’de değişim
Tarihte fikirler ve kurumlar şartlara göre oluşur. Çağımızın şartlarında özgürlükçü demokrasiden başka bir yol yoktur. Demokrasilerde kimse hatasız olamaz ve hataları düzeltme mercii millettir; Atatürk’ün 1923’te söylediği gibi.
Unutmayalım ki, Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde Milli Mücadele tam bir demokratik temsil ve tam bir katılımla gerçekleşti. 1925’ten sonraki şartlar ve anlayış tamamen farklıdır.
Bugün CHP kabuğunu kırarak geniş kitlelere açılmak ve sosyal demokrat bir alternatif haline gelmek istiyorsa, 1930’larda pekişen reflekslerinden kurtulmak ve Atatürk’ün 1923 konuşmasındaki anlayışla geniş kitlelerin “katılım” yapabileceği bir hale gelmek zorundadır.
Kılıçdaroğlu’nun Atatürk’ün o sözünü seçmesi elbette tesadüf olamaz; bir yön tayini olduğunu düşünüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.