Arkadaşlık
Bu bahse dair hiç zihni mesainiz oldu mu, yoksa bunu manasız mı bulursunuz? Arkadaşlıktan söz ediyorum. Sorduğum da arkadaşlık çeşitlerine dair. Daha evvel üzerinde durmuş olsanız da olmasanız da lütfen gelin bir kere daha şu arkadaşlık mevzuunu açalım. Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam- mermer aklığında net bir ifadeyle izah buyurmuşlar “El mer’u meamen ehabbe/kişinin dini arkadaşının dini gibidir.”
Eğer dünyaya ikiz olarak gelmeniz mukadder olmuş ise bir anne karnını paylaşmaktan dolayı karındaşlık mevzubahistir. Bu aynı zamanda karın arkadaşlığıdır.
Bebeğin arkadaşı, annedir, babadır.
Çocukluk çağı gelince oyun arkadaşlığı başlar.
Derken mahalle arkadaşlığı.
Okul arkadaşlığı.
Üniversite arkadaşlığı.
Asker arkadaşlığı.
Dava arkadaşlığı.
Gönül arkadaşlığı.
İş arkadaşlığı.
Öncekiler duygu arkadaşlıklarıdır. Mektep/okul arkadaşlığı üniversite arkadaşlığından çok daha sıcaktır. Bizim üniversite yıllarımızdaki kavgalar arkadaşlığın önüne setler çekti. Asker arkadaşlığı babalarımızın dönemine mahsustu dersek hiç de yanlış olmaz. İki, iki buçuk, dört yılları askerde geçmişti. Onların anlattığı askerlik hatıraları, bu cemiyette uzunca bir dönem sesli roman olarak yaşadı. Tekrar yayınları çoktu. Gönül arkadaşlığıyla dava arkadaşlığını karıştırmamalı. Arada bir zar kalınlığı fark var. Dava arkadaşlığı daha sert çizgiler taşır. Gönül arkadaşlığının bir derviş yanı vardır. İş arkadaşlığı haliyle al gülüm ver gülüm münasebetidir. Kazan kazan esasına dayanır.
Bütün bunların en değerlisi hangisidir?
O, yukarıdakilerin içinde değil.
Onu Necati Çapar amca, çok yıllar evvel bizi tıraş ederken anlatmıştı. Necati Çapar amcamız, Abdülhakimi Arvasi Hazretlerinin ve daha sonra da merhum Hüseyin Hilmi Işık Hazretlerinin berberidir. Haza İstanbul Beyefendisidir. Muhatabına ‘muhterem efendim’ diye hitapla konuşmaya başlar. Allahü teala, hayırlı çok ömürler versin. Halen hayattadır. İki ay kadar evvel Washington’dan arayarak dualarını istirham etmiştim. Bu zarif İstanbul efendisi, seneler öncesinde hacca gidip de avdet ettiklerinde onu anlatmışlardı, akide şekeri lezzetindeki sohbetinde yukarıdaki arkadaşlıklardan bir kısmını saydıktan sonra diyordu ki: “Muhterem efendim meğerse en kıymetli arkadaşlık hac arkadaşlığıymış.”
Fakat herhalde daha da önemlisi var:
Kabir arkadaşlığı.
Dikkat edilirse son ikisi ile ilkini seçme hakkı bizde değil.
Arkadaşlık deyip geçemeyiz.
Ne denmiş?
-Kim olduğun değil, kiminle olduğun önemli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.