Diyanet ve Cami Görevlisi üzerine...
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, makamı –Yardımcısı- Prof. Dr. Mehmet Görmez’e devretti.
Hayırlı uğurlu olsun.
Diyanet’in bu vesileyle gündeme gelmesinden istifade, yakından ilgilendiğimiz bu “mesele”yi ele alalım dedik.
Özellikle 28 Şubat darbesinin hareketli günlerinden bu yana Kurum’u dikkatlice takip etmeye çalışıyorum.
Kim ne derse desin, kim ne kadar burun bükerse büksün Diyanet çok önemli bir fonksiyonu ifa ediyor.
“Radikal” bakış açısıyla “Dini camiye hapsetme” ameliyesinin taşeronu; ben ise bu Kurum’un çok önemli görevler ifa ettiğini düşünüyorum.
Önemli ve faydalı.
Malûm; post modern darbe, “Kur’an eğitimine” yaş sınırlaması getirdi, delikanlılık, genç hanımlık çağına girmemişlere “Kur’an yasağı” var...
Ve bu yasak halen uygulamada.
Neyse ki, Sayın Ali Bardakoğlu’nun döneminde Kur’an eğitimi faaliyetlerine hız verildi.
Başkan, bu işin “şovunu” yapmaksızın Kur’an eğitimini yaygınlaştırdı, daha önemlisi bir “sistem” getirdi, özellikle “kaliteli” müftüler aracılığı ile “teşvik” meselesine ağırlık verdi.
Ve bu dönemde, Kur’an eğitimi alanların sayısında hemen hepimizin çevremizde rahatlıkla müşahade edebileceğimiz üzere artış kaydedildi.
Camiler, haftanın belli günlerinde “dini eğitim” programları uyguladı.
Bir başka ifadeyle “halka açıldı!”.
Cami görevlilerinin “kalitesi” konusunda bence büyük bir bölümü haksız olan olumsuz eleştirilere sıkça rastlarız.
Bizde “cami görevlisi” imajı hiç de müspet değildir.
Cami hocaları genellikle hak ettikleri saygıyı görmez, küçük bir kısmı da “toplumdan kopuk” yaşamalarından, kendilerini cami ve lojmana hapsetmelerinden, kimi zaman fazla keskin kimi zaman da fazla tavizkâr olmalarından dolayı saygıyı hak etmez.
Böyle bir olumsuz imaj var...
Ve ne yazık ki, “imaj” da karşımıza çoğu zaman bir “gerçek” olarak çıkar.
Sayın Bardakoğlu, bu havayı tersine çevirmek, cami görevlisine olması gereken saygınlığı kazandırmak için bir dizi çalışma yürüttü...
Türkiye’yi neredeyse karış karış gezdi.
Her temasında “sosyalleşmenin” önemine vurgu yaptı.
Memlekette, ilde, ilçede, mahallede, köyde meydana gelen gelişmelerle yakından ilgilenmeye, sosyal etkinliklere katılmaya, çevre bilincinin gelişmesine katkıda bulunmaya davet etti.
Görevlilerin önemli bir bölümünü, Kur’an-ı Kerim, akaid, fıkıh, siyer, ahlâk, hitabet kurslarından geçirtti.
Ve şu da çok önemli:
“Bir kısım medya”nın tepkisini göze alarak cami görevlisini “kanaat önderi” olarak nitelendirdi.
Bu arada;
merkezi ezan, merkezi hutbe uygulaması; araya müzik yayınlarının girmesi, cami görevlisi ile cemaatin yüz yüze temasını engellemesi, ritüeli sentetikleştirmesi, “hoca”nın gelişimini engellemesi gibi sakıncalarından dolayı büyük tepki topluyordu.
Bu sıkıntıyı gidermek için adımlar attı; bazı yerlerde “merkeziyetçiliğe” son verdi, ancak bu işi tamama erdirmeye zamanı yetmedi.
Sayın Bardakoğlu hakkında çok şey söylenebilir. Bence en önemli başarısı özellikle 28 Şubat sürecinde her türlü baskıya boyun eğen ve kaliteyi tamamen göz ardı eden yapıda önemli bir dönüşüm gerçekleştirebilmesiydi.
Zaman zaman “bir kısım medya”nın etkisinde kalarak birtakım “olumsuz” mesajlar vermişse de, artılarının eksilerinden çok fazla olduğunu teslim etmek mecburiyetindeyiz.
Tabii buradan teşekkürlerimizi sunmak.
Ve Sayın Mehmet Görmez...
Yeni Diyanet İşleri Başkanı ile kimi yurtdışı seyahatlerimiz esnasında bolca sohbet imkanı bulduk.
Kendisini, “fazla risk almayı sevmeyen” bir Âlim olarak nitelendirenler var.
Ben o boyutunu bilmiyorum.
Sohbetlerimiz esnasında; İslam medeniyetinin güç kaynaklarını, eserlerini kavrayış ve sunuşta olağanüstü yeteneğe, birikime sahip olduğunu fark ettim.
Yeni Başkan, yürüttüğü Konulu Hadis Projesi’nden dolayı, “ayıklama işini kendisine dışarıdan yüklediler”, “cizvit papazla işbirliği yapıyor” iddialarına hedef oldu.
Bu tür iddiaları çok kesin ifadelerle reddeden Görmez, hesabı “helallik dilenmedikçe” ilâhi adaletin tecelli edeceği güne bıraktı.
Evet Diyanet yeni Başkanla devam edecek...
Biz de, bu büyük camianın “saygın” mensuplarının hizmetlerinde daha verimli olabilmelerine katkı için elimizden ne gelirse yapmaya devam...
Hayırlı uğurlu olsun.