Dev aynası
Olayları tek bir gazeteden izleyince Türkiye’yi anlamak imkânsız.
Sâdece Türk gazetelerinden izleyince de dünyâyı anlamak hâkezâ!
Lizbon Zirvesi buna iyi bir örnek:
Bizim gazetelere bakarsanız bu Nato zirvesinde Türkiye’den başka hiçbir şey konuşulmamış sanırsınız. Hattâ o kadar ki “Türkiye olmasa toplantı on dakıykada biterdi.” demiş Sayın Cumhurbaşkanı Gül. Yarım saat gecikmeli olarak odaya gelen Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu ise, demiş ki “Türkiye olmasa toplantı on dakıydada biterdi.”
Hay Allah! Tesâdüfe bakınız! Sanki önceden sözleşmişler gibi!!!
Edebiyatda buna “tevârüd” derler. İki şâirin birbirlerinden tamâmen bîhaber olarak aynı mısrâı söylemesi fenomeni.
Peki, politikada ne derler?
Ne dendiğini biliyorum ama söylersem saygısızlık telâkkıy edilir de “Yalaka Fonu”ndan her hafta aldığım 30.000 dolardan kesinti yaparlar diye çekiniyorum. Zîrâ zarûrî ihtiyaçlarımı ancak karşılıyor o para.
Bizim uçan kuşdan hîlelenen kurt yorumcularımız da balıklama üzerine atlayıp bu cümleyi manşetlerine çıkarıyorlar.
Üstelik hepsi de yabancı dil biliyor. En azından bilirmiş gibi yapıyor, meselâ benim gibi...
Oysa ben geçen Cumâdan bu Pazartesiye kadar belli başlı bütün Alman ve Fransız gazetelerini gözden geçirdim ve tek bir kere, evet , tek bir kere “Türk” ve “Türkiye” kelimelerine rastlamadım!
Gül, Erdoğan, Davutoğlu, Ankara kelimelerine de rastlamadım!
Ama bol bol Obama, Merkel, Sarkozy, Medvedyef, Washington, Moskova, Paris, Berlin, Tahran geçiyordu.
Bir hayır sâhibi çıkıp bunu bana îzâh etse o kadar sevinirim ki!!!
Biz bunu hep yapıyoruz:
Kalkınma hızında 12. sıradayız, sanki açık ara birinciymişiz gibi övünmeler!
Voleybolde altıncı olmuşuz “Sultanların Zaferi!” nâraları!
Hanımlar, Beyler, biraz ağır olsak da molla deseler!
Ha, ne dersiniz?