TSK’nın morali
Durumun bence en iyi özeti TAN’ın dünki “Taraf”da yayınlanan karikatürüydü.
Başbakan Erdoğan ellerini açmış mazlum bir yüzle göğe bakarak duâ ediyordu:
“Yüce Tanrım! Bana hayırlı bir muhâlefet ihsân eyle, âmin!”
Gerçekden de Ana muhâlefet Lideri Kılıçdaroğlu tarafından, 13 Mehmedciğin şehîd olması “münâsebetiyle” iktidâra yöneltilen “münâsebetsiz” eleştiri böyle bir duâyı haklı, hattâ zarûrî kılıyordu:
“Generaller hapisde olduğu için moraller bozuk. Askerlerimiz o yüzden öldü!”
Şimdi bu zât böylesine seviyesizce bir lakırdıyı ufuksuz bir politika anlayışıyla sırf her hâl ve kârda bir belaltı vuruşu yapmak için etdiyse benim, CHP’nin iflâh olmayacağı yolundaki teorim sağlam temellere dayanıyor demekdir. Çünki başkanı bu olan partinin daha alt düzeydeki mensublarını varın siz kendiniz kıyâs eyleyin! Kimse alınmasın!
Yok eğer bu lafı aklı ermediği için etdiyse benim teori yine doğru demekdir, zîrâ böyle bir câhili başına geçirecek kadar basîretsiz bir politik formasyon zâten hapı yutmuş demekdir!
790.000 mevcudlu Türk Ordusu’ndaki general ve amiral sayısı 363’dür! Aslında 301 olması gerekiyormuş ama bu da yine o kabarık sayıyı kasden yaratan general ve amirallerin iddiası. Olması gereken bunun da adamakıllı altında, tahmînimce 200 kadar bir rakamdır. Ama anlaşılan akılları fikirleri, kendilerine ve zevcelerine akıl almaz avantajlar sağlayan generallik statüsü olduğundan bıraksanız sayıyı 500’e çıkaracaklar. Yeryüzündeki dişe dokunur ordular arasında Türkiye’yi bu konuda sollayan tek ordu Rus Ordusu’dur. Bir milyon 200.000 kişilik Rus Ordusu’nda 1.200 general ve amiral var ama şimdi ordu mevcûdunu 900.000’e ve general/amiral mevcûdu ise 780’e indirmeyi planlıyorlar ki o bile çok kabarık bir yekûn.
Asıl konumuza dönersek, TSK’dan 44/45 general ve amiralin devleti silahlı çete kurarak yıkmak gibi fevkalâde ağır bir suçlamayla tutuklanması gerçi başlıbaşına tüyler ürpertici bir fâciâdır ama Türk Ordusu’nun muhârebe gücünü etkilemez. Kaldı ki o subaylar üç senedir tutuklu. Oysa PKK meselesi 27 yıldır sürüyor. O günden bu güne TSK’nın yediği sâdece karakol baskını sayısı otuza yakın! Yâni problem moralden ziyâde bir eğitim eksikliğine benziyor.
Ben bu konulara senelerdir değiniyorum, çünki içim cız ediyor. Oysa her seferinde, sayıca çok şükür çok yüksek olmayan bir grup okuyucum bana ağır hakâretlerle yükleniyor. Türkçesi habere kızıp haberciyi dövüyorlar. Halbuki bana sövmekle Türk Ordusu’nun eğitim düzeyi yükselmiyor. Öyle bir ordu ki subaylarının aldığı maaşları milletden saklıyor! Yâni bizler vergi mükellefleri olarak kime kaç para ödediğimizi bilmiyoruz!
Acabâ aralarında para toplayıp o 13 şehîdimizin cenâzelerine çiçek de gönderdiler mi?
Bence bu son kalleşçe baskın, kalleşçe, çünki ateşkes yalancılığıyla kamufle edilmişdir, iki husûsu ortaya koydu: Bir, TSK’nın (bilhassa HK ve KK!) eğitim metodlarını behemehâl gözden geçirmesi gereği ve iki, Kürd yurddaşlarımızın devletle barışması sürecine daha da gayretle asılma zarûreti, zîrâ bu, berikileri panikletiyor.