Başörtülü vekil nasıl olacak?
Başbakan uçakta “Başörtülü vekil olacak mı?” sorusunu yanıtlarken, topu aslında kamuoyuna attı. Kamuoyu da kararını açıklıyor sayın Başbakanım;
“Başörtülü milletvekili olmalıdır, olacaktır..”
Yüce Türk Milleti nasıl giyiniyorsa, millet iradesinin en yüce tecelligâhı olan Millet Meclisi’ne de aynı giyim tarzı ile girebilmeli..
Milletvekili, seçmeninden, kendisini Yasama hatta yürütme faaliyetinde temsil etmek üzere yetki alıyor. Ancak kendisine yetki veren insanın kılık kıyafetini yasaklıyor. Bunun hiçbir açıklaması yoktur.
Başörtülü milletvekili olacaktır, üstelik de bu artık zaman kaybedilmeden, 2011 seçimlerinde hemen olmalıdır. Bu sütunda daha evvel de yazdım, şimdi bir kez daha hatırlatayım; milletvekili seçilme yeterliliğini Anayasa 76. madde düzenliyor.. Bu maddeyi okuduğunuz zaman; başında örtü olan seçilemez, şapka olan seçime giremez, peruk takan oy bile isteyemez gibi ifadeler olmadığını göreceksiniz.. Diyelim ki seçildiniz.. Tıpkı Merve Safa Kavakçı ya da Nesrin Ünal gibi.. O dönem sistem iki yol dayatmıştı vekillerimize.. Birini binlerce kilometre uzağa gönderdi, diğerinin de başını açtırdı.. Oysa şimdi durum farklı.. Kimse o zamanlar çıkıp Ecevit ve arkadaşlarına; “İyi ama başörtülü görev yapmaya engel bir yasa var mı?” diye soramadı.. Neden bilemem.. Ama soramadılar. Bence o arkadaşlar da tarih önünde hesap verecekler. Gelin milletvekili çalışma prensiplerini belirleyen TBMM İç tüzüğüne bakalım bir de.. Orada ne yazıyor kılık-kıyafetle ilgili olarak? “Kadınlar “tayyör” giyer”... Bu.. Bu kadar..
•
Fatma Ünsal’ı hatırlarsınız. AK Parti’nin kurucularından biridir. Başbakan Erdoğan’ın da kendisini ne kadar sevdiğini partideki herkes bilir. Ancak şimdilerde (eğer Ankara’da şartlar değişmediyse) AK Parti ile yolları ya ayrıldı ya da ayrılmak üzere.. Peki ama neden? Çünkü Fatma Ünsal, artık parlamenter olma sırasının kendisine geldiğini düşünüyordu... Başbakan ise, daha vakti olduğu görüşündeydi.. Ama aslında Başbakan, Fatma Hanım’ın değil, Türkiye’nin daha vakti olduğunu düşünüyordu.. Ama artık vakit kalmadı.. Üstelik söyleyeyim.. Sadece Fatma Ünsal’a değil, parti içinde başka isimlere de geldi sıra.. Ayşe Böhürler’e geldi.. Ayşe Keşir’e geldi.,. Ayşe Mollamahmutoğlu’na geldi, Nur Özkaya’ya geldi, Hatice Kübra Öztürk’e geldi.. Geldi babam geldi.. İsmini birden hatırlayamadığım onlarca siyasetçiye geldi.. Bugüne kadar teşkilatlarda başarıyla görev yapan bu isimlere, “Siyaset sadece Ankara’da olmaktan ibaret değildir” denmişti.. Şimdi de onlar soruyor; “Peki siz neden Ankara’dasınız o zaman?” Evet artık sıra geldi, zamanı geldi. Ama başörtülü oldukları için muhtemelen partileri onları listelerine almayacak. Yine başörtülü kadını permalı bir vekili temsil edecek..
•
12 Haziran 2011 için hedefi açıklıyorum şimdi..
AK Parti ya da Has Parti başörtülü milletvekili adayı göstermeyecek.. Saadet Partisi gösterecek, onlar da seçilemeyecek.. (Son dakika Numan Kurtulmuş bir sürpriz yapıp iki milletvekili adayı koyabilir gibi geliyor bana ya neyse..) Fakat, kazanacak bölgeden iki başörtülü milletvekili adayı, bağımsız olarak seçimlere katılacak. (Bunlardan biri de temenni ederim ki Fatma Ünsal olsun) Ve bu iki isim seçimleri kazanacak.. Bundan sonra ise süreç yavaş yavaş normalleşecek.. Parlamentodaki başörtülü vekilin adam yemediğini görecekler.
Kalın sağlıcakla..