Milleti derede boğmayın!
Ne zaman ki ‘devlet’e bir işiniz düşer, yanlışlarla yüz yüze gelirsiniz; ancak o zaman başkalarının yaşadıkları sıkıntıların da farkına varırsınız. Yakın zamanda iki ayrı iş için bizim de ‘devlet’e işimiz düştü ve basit hatalar dolayısıyla yaşanan sıkıntılara şahit olduk.
Fıkrayı hepimiz biliriz: Merhum Nasreddin Hoca damdan düşmüş. Komşuları etrafını sarmış ve “Hocam ne oldu, neren ağırıyor?” diye sormuşlar. Hoca da, “Bana daha önce damdan düşen birini getirin. Ancak benim halimi o anlar” demiş.
Aynen onun gibi, anlatacaklarımız, ancak daha önce ‘devlet’e işi düşenler için bir anlam ifade eder. Son yıllarda ‘e-Devlet’ uygulamaları başlatılarak bürokrasi kısmen düzeltildi, ama halen ‘devlet’e işi düşüp de şikâyetçi olmayanların sayısı yok gibidir. Vatandaş, karşılaştığı sıkıntıların kendince çözümünü de bulur; teklif eder. Ama dinleyen kim?
Geçenlerde ‘çipli’ pasaport için internet üzerinden ‘devlet’e müracaat ettim. Sıra ‘harç’ yatırmaya gelince işler zorlaştı. Şöyle ki: Bazı emniyet müdürlüklerinin bünyesinde, pasaport müracaatlarında kolaylık olsun diye Maliye Bakanlığının ‘vezne’si vardır. Pasaport ücreti ve harç yatırmak niyetiyle bu ‘vezne’lerden birine gidince ‘sürpriz’le kaşrılaştım. Bu vezneler, sadece eski pasaportları uzatanların işine yarıyordu. Yeni tip (çipli) pasaport alanların harcını da alıyor, ama pasaport defter parasını alamıyordu! Yani işin yarısını yapıyor, diğer yarısını yapamıyordu. Bunun için yetkili olan ise sadece Ziraat Bankasıydı!
Bir gariplik de şurada: Diğer bankaların neredeyse tamamı pasaport harcını almaya yetkili iken, pasaport defter parasını almaya da sadece Ziraat Bankası yetkili kılınmış. Pratikde bu durum, “İşinizi sadece ZB’de görebilirsiniz” anlamına geliyor. Öyle ya, yatırılacak paranın bir kısmını bir bankaya, diğer bir kısmını başka bir bankaya yatırmanın bir anlamı var mı? “İyi ya, ne şikâyet ediyorsun? Tamamını ZB’ye yatır” demek çare değil. Bankalardaki kuyruklar malüm... Ayrıca niçin sadece bir banka yetkili olsun?
Randevu alarak bir hatfada yeni pasaport almak mümkün, sistem iyi işliyor; ama harç yatırma noktasında bu şekilde gereksiz bir uygulama var. Çözüm, bütün bankararın ya da Maliye Bakanlığı veznelerinin bu konuda ‘yetkili’ olmasında...
Geçtiğimiz Pazartesi günü de “Dünya Kültür Başkenti” olan İstanbul’u yöneten belediyenin bir birimine, İETT’ye işimiz düştü. Basit bir iş, ama sanki ‘meydan muharebesi’ne şahit olmuş gibi olduk. Yaklaşık bir ay önce internet üzerinden çocuğumuzun ‘paso’sunu almak için müracaat etmiştik. Evraklarımız tamam bir şekilde İETT’nin Topkapı’daki ‘paso dağıtım merkezi’ne gittik. Gittik ve maalesef tam bir kargaşa ile karşılaştık. Normalde bizim pasomuzun/kartımızın hazır olması lazımdı. Ama hazır olan kartlar bile dağıtılamıyordu! Biz gittiğimizde öğle sonrasıydı, ama çoğu kişi sabah 08’den itibaren orada beklediğini söylüyordu. Kısa keselim: Derdiğimizi anlatmak için orada bir ‘yetkili’ aradık ve “Genel Müdürlüğü arayın” cevabını aldık. Öyle yaptık ve verilen telefon numarasını aradık. Kendimizi tanıtarak, kısaca Topkapı’daki kargaşadan bahsettik ve “Hazır olan kartlar bile dağıtılamıyor. Bu nasıl iş diye?” sorduk. Gürültülü bir ortamda konuştüğumuz için ‘yetkili’nin ismini öğrenemedik. “Tamam, ben orayla bir konuşayım” dedi. Tabii konuşmamıza etrafta bulunanlar da şahit oldu. Aradan 10 dk. geçti, geçmedi ortalık dalgalandı. Yeni ‘vezne’ler açıldı ve önceden müracaat edenlerin hazır olan kartları hızlıca dağıtılmaya başlandı! Kısa sürede en azından hazır olan kartlar dağıtılmış oldu ve etraf sakinleşti.
Tabiî ki problem bununla bitmiyor. İnternet üzerinden müracaat eden ve kartları hazır olanlar da uzun kuyruklar oluşturuyor. Bunun çok daha kolay bir yolu olmalı. Bir defa, kart dağıtan birimin mesai saatinin 16,00’da bitmesi kabul edilemez. Hazır olan kartların dağıtımı gerekiyorsa ‘tam gün’ devam etsin!
Yaşlısı var, emeklisi var, sakatı var... Uzak yerlerden binbir sıkıntı ile kart almak için gelenlere “Bugün git, yarın sabah erken gel” demek çözüm olabilir mi?
İETT’nin Topkapı kart dağıtım biriminde yaşananlar (belki başka birimler de öyledir) “denizi geçip, derede boğulmak” gibi bir şey... Kolaylıkları kendimize zorlaştırmakta ne kadar da mahiriz! Sayın başkan ve yöneticiler, bu iş çözülmeli... Hem de bir günde!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.