Taha Akyol

Taha Akyol

PKK ve İsrail

PKK ve İsrail

BUGÜN iki konu üzerinde duracağım. Biri PKK’nın liberal Kürt yazarı Orhan Miroğlu’nu tehdit etmesi... Öbürü İsrail’deki orman yangınına Başbakan Erdoğan’ın söndürme uçağı göndermesi üzerine iki ülke arasında ‘ılıman’ bir havanın oluşması...
Orhan Miroğlu Taraf gazetesinin yazarı. Bu köşede ben de zaman zaman kendisinden bahsederim. Miroğlu’nun “Canip Yıldırım’ın Hayat Öyküsü” adlı söyleşi kitabını özellikle Türk milliyetçileri okumalı, dersler çıkarmak için...
Ben bu kitabı okumuş ve çok dersler çıkarmıştım yayımlandığında...
Miroğlu, PKK’nın şiddet yöntemlerini eleştirebilen bir Kürt aydınıdır.
PKK’nın internet sitesinde Miroğlu’nu tehdit eden bir yazı çıktı. “Böyle giderse kırmızı kalemle çekilen bir çizgi devreye girer! Miroğlu da mortoğlu olur... Bıçağın sırtında dolaşıyor...” gibi ifadelerle onu ölümle tehdit ettiler.
Ahmet Altan “PKK Utan” diye bir yazı yazdı... Bazı aydınlar bildiri ile PKK’nın tehditlerine karşı çıktılar, Miroğlu’na destek verdiler. Çok iyi ettiler.

Stalinist örgüt modeli
PKK’nın Miroğlu’nu tehdit etmesi münferit bir olay değildir. PKK’nın Stalinist örgüt sisteminin bir parçasıdır.
PKK’nın infazları bilinmektedir.
Son olarak Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir “Silah miadını doldurdu” dediğinde Öcalan tarafından aşağılandı, “özeleştiri”ye çağrıldı, “Gençler senin ağzını yırtarlar” diyerek tehdit de edildi.
Totaliter sözlükte “özeleştiri” kavramının anlamı, aşağılanmayı kabul ederek boyun eğmektir.
PKK, seçilmiş siyasetçi ve belediye başkanlarını “siyasi komiserler” vasıtasıyla totaliter kontrol altında tutuyor. Şimdi de Baydemir’in yanına “eşbaşkan” etiketiyle siyasi komiser koyuyorlar. Artık belediye işlerini de “komiser” yönetecek!
Stalinist sistemde “birinci sekreter”in yanındaki asıl yetkili olan “ikinci sekreter” gibi...
Kürt meselesinin tek çözüm yolu demokrasidir; Batı’da hangi özgürlükler varsa Türkiye’de de onların olmasıdır... Fakat sadece devletin ve toplumun değil, PKK’nın da mutlaka demokratikleşmesi şarttır.
PKK’nın totaliter yapısını liberallerin ve Kürt aydınlarının eleştirmesi fevkalade önemlidir. Tek tek olayların ötesinde asıl PKK’nın sistemi yoğun eleştiri altına alınmalıdır; demokratikleşmeye zorlamak için.

Erdoğan ve İsrail
İsrail’de çıkan orman yangını için Başbakan’ın iki söndürme uçağı göndermesini çok isabetli buluyorum. Netanyahu da Başbakan’ı arayarak teşekkürlerini bildirdi.
Bu adımlardan rahatsız olarak Başbakan’ı eleştiren keskin sirke radikaller çıkacaktır.
Bilim felsefecisi Karl Popper’in şu sözünü ben hiç aklımdan çıkarmam:
“Radikalizm’de saklı bir akıl-dışılık vardır.”
Akıllılık ise daima itidali gerektirir.
Elbette Türkiye Mavi Marmara faciasından dolayı özür ve tazminat talebinden geri adım atmayacaktır. Hatta Başbakan’ın bu girişiminin dünyada ve iki ülke arasında yaratacağı yumuşama, Türkiye’nin bu talepleri için daha müsait bir ‘iklim’ yaratacaktır.
Gerektiğinde savaşmayı, gerektiğinde barışmayı bilmeyenler başarılı siyaset yapamaz.
Mavi Marmara olayı elbette önemlidir ama Türkiye’nin daha önemli başka sorunları ve konuları da vardır; diplomasi akılla yönetilir, akıl-dışı keskin sirke tavırlarıyla değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi