Merkez Bankası da az zamanda İstanbul’da olacakmış...
Boru değil; “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası.”
Şu isimdeki tuhaflığa dikkat ettiniz mi hiç?
“Türkiye Merkez Bankası” değil. “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası.”
Cumhuriyet Ankarasının merkezindedir bu bina. Bir zamanların Meclis’ine, İcra vekilleri heyetine (yani bakanlar kuruluna) yüz metre bile değil. Arada cadde olmasa bitişik...
Şimdi ne Meclis orada, ne de Bakanlar kurulu.
Ankara’yı başkent yapanlar çok ufku geniş kişiler değil miydi?
Neden Ankara onların 300 binlik en fazla nüfus tahminini 30 yılda yırtıp çöp sepetine attı?
Hava alanı yapmayı düşündüğü Tandoğan’a yıllar sonra neden metro istasyonu dikti?
Başkent Ankara, fakat kurumlar ufak ufak başkenti terk ediyor...
En akıl almazı, Kemal Paşa’nın Ankara’yı finans merkezi yapmak için Hind Müslümanlarının hilafeti kurtarmak ümidiyle gönderdiği paralarla kurdurduğu İş Bankası’nın yıllar önce merkezini İstanbul’a taşıması idi.
Kuruluş amacını yok sayan bir kuruluş! İş Bankası milli günlerde reklamlarda Atatürk’ü kullanmaya devam ediyor. Kuruluş amacını hiç kaale almıyor, ama reklam maksadıyla haksız rekabet sayılabilecek şekilde kullanıyor!
Ankara gerçekten Türkiye coğrafyasının merkezinde olduğu için mi başkent yapıldı?
İnkılap tarihi kitapları öyle yazıyor. Akıl ve mantık sadece coğrafi kıstaslar için mi geçerli?
Eğer öyle olsa idi, bu kurumlar Türkiye’yi coğrafi merkezden idare etmekten vazgeçer miydi?
Türkiye’nin ekseni mi kayıyor, merkezi mi?
Apaçık ortada: Merkezi kayıyor!
Koca koca kurumların merkezleri İstanbul’a taşınıyor.
Şu sıralar bu taşınmalar olurken, dışarıda da acayip yazılar yayınlanıyor. Türkiye’nin güçlendiği, imparatorluk günlerine dönmek üzere olduğu dile getiriliyor.
Türkiye Cumhuriyet’le en güçlü dönemine geçmemiş miydi?
Osmanlı döneminde Türkiye’nin ne gücü vardı ki?
Hasta adam, öldü ölecekti, devlet yıkıldı yıkılacaktı.
Bu gavurlar bu hakikati bilmiyorlar mı?
Bilmiyorlarsa, kutsal devletimizin onun kadar kutsal inkılap tarihi uleması neden onları aydınlatmıyor?
Bizi inandırdıkları “hakikat”lere neden onları inandırmıyorlar?
Türkiye güçleniyor. 80 küsur yıl önceki cumhuriyet konseptine sığmıyor. İstanbul bütün dünyada yeni Türkiye’nin tabii merkezi olarak algılanıyor.
Yoksa onların bilgileri hakikat de bizimki yutturmaca mı?
Hep bizim doğrularımızın gerçek olmasını istiyoruz. Kafa konforumuzu sarsmak istemiyoruz. Ya hakikat onlarınki ise? Osmanlıyı yıkmakla hata ettiysek? Bütün böbürlenmelerimiz, şişinmelerimiz boşuna mı yani?
Bir tarihçi dostum şunu hatırlatmasa, gavurların o zaman da hakikati bildiklerine inanmayacağım:
Yıl 1919. Daha Samsun’a ayak basma konusunda niyet bile yok. İngiliz başbakanı açıklama yapıyor: Anadoluda Türklerin devleti olacak. Fakat başkenti asla İstanbul olmayacak.
Hatta neresi olacağını bile söylüyor. Bu beyanatta Ankara adı da geçiyor!