Milliyetçilik
Milliyetçilik ya da ulusalcılık yeni bir kavram değildir. Cahili Arablardan başlayan, Emevilerde filizlenen, Selçuklu ve Osmanlı’da yok olan, İttihat ve Terakki’de yeni boyutlar kazanmış bir terimdir.
Ulusalcılıkta esas olan, kendi değerlerini evrensel değerlerin üstünde gören, ulusal çıkarları kendi değerlerinden üstün tutma hastalığıdır. Ulusunu sevip onu yücelten, kendi ırkını üstün görüp diğer ırkları küçümseyen bir anlayıştır.
Türkiye Cumhuriyeti ulusal güdü üzerine kurulmuş bir devlettir. Bir Türk bin Türk olmayana bedeldir sloganı ile yola çıkmıştır. Onlar için Türk ırkı, Hz. Nuh’a kadar uzanır. Nuh’un oğlu Yasef Türk’tür. Hatta, Hz. Adem’e kadar uzanır. Hz. Cebrail’in cennetten in sözünü anlamamış da, Türkçe söyleyince anlamıştır. Yavesi gibi.
Bir anekdotu nakledeyim:
Ulusalcı bir arkadaşımla telefonla konuşuyorum. Söz dönüp dolaşıp peygambere geldi. Bana:
Hz. Muhammed de Türk’tü demesi ile telefon koptu, dostluk koptu.
Onların, Türk ırkının nereden geldiğini ve nereye dayandığını söylemesi bizi ilgilendirmez. Araştırsınlar, dünya milletlerinin de Türk olduğunu ispat etsinler. Bizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendiren hangi dilden, hangi ırktan olursa olsun, Müslüman olması, mü’min olmasıdır.
Asıl tuhafıma giden de buradan başlamaktadır. Namazda beraber olduğumuz kişilerin birçoğunun milliyetçiliği müdafaa etmeleri, ulusalcılığı ön plana çıkarmalarıdır. Buna aklım ermiyor. Aklımın ermediği bir husus da:
“Ey insanlar biz sizi bir erkek bir kadından yarattık, birbirlerinizi tanımanız için kabilelere ayırdık.” (Hucurat – 13)
Âyetini delil getirmeleridir. Halbuki Allah:
“Rahim sahipleri (kandan akraba olanlar) birbirlerine daha daha yakındır.” (Enfal – 75)
“Rahim sahipleri (anneden akrabalar)dır. Birbirlerine öteki müminlerden ve muhacirlerden daha yakındır.” (Ahzab – 6)
Allah, akrabaların birbirlerine yakın olmalarını müminlik vasfına dayandırıyor. Mümin olmadan akrabalık bağının olmayacağını beyan ediyor. Ayrıca mümin olanlardan birinin hataen adam öldürmesi karşısında bütün bir kabileyi mesul tutar. Diyetini de kabileye ödetir. Allah:
“Allah adaleti, ihsanı, akrabaya vermeyi emreder.” (Nahl – 90)
“Kim zulmen öldürülürse onu velisi ölen Müslümanların mirasçılarına yetki vermiştir.” (İsra – 33). Ölen Müslüman’ın diyetini akrabalarına ödetir.
İslam’da iman esas olduğuna göre, milliyetçilik yoktur. İman birliği vardır. Kan bağı değil inanç birliği esastır. İnancı olmayan bir milliyetçi, Müslümanlardan değildir. Müminle eşit de değildir. Cahiliyye adeti üzeredir.
Namaz ve niyazında olan kardeşlerime derim ki: Allah: “Mümin müminin kardeşidir.” (Hucurat – 10) buyururken renginin siyah olması, sarı olmasından dolayı, mümini dışlamak, kendinden görmemek müminlik vasfıyla örtüşüyor mu?
Namaz ve niyazında olan kardeşlerimiz, Allah:
“Nuh Rabbim oğlum benim ailemdendir. Senin sözün elbette haktır. Sen hakimler hakimisin. Rabbı da ona ey Nuh dedi: O senin ailenden değildir. Onun yaptığı iş yaramaz iştir. Bilmediğin şeyi benden isteme. Sana cahillerden olmamanı öğütlerim.”
Âyeti bize uyarı değil mi? Temelinde ve hedefinde İslam olmayan, milliyetçilik fikrine kapılmanıza aklım ermiyor. Yaptığınız ibadetle, müdafaa ettiğiniz milliyetçilik uyuşmuyor.
Namaz ve niyazında olan kardeşlerim, Allah ve Resulünün:
“Ey insanlar asabiyet için toplanmaya çağıran, asabiyet için savaşan, asabiyet yolunda ölen bizden değildir. Bu ölüm cahiliye ölümüdür.” (Müslim-İmare 58)
Buyururken, sen nasıl olur da, milliyet bayrağı altına girip insanları davet edebiliyorsun? Allah’ın Resulü:
“Ey insanlar! Biliniz ki, Rabbiniz birdir. Biliniz ki babanız birdir. Biliniz ki hiçbir Arab’ın Arab olmayana, hiçbir Arab olmayanın da Arab üzerine; aynı şekilde hiçbir siyahinin siyah olmayan, hiçbir siyah olmayanın da siyah olan üzerine üstünlüğü yoktur. Takva ile olan üstünlük müstesna.” (Veda Hutbesi).
Buyurduğuna göre, tenleri ve renklerine göre insanları nasıl ayırt edebiliyorsun? Benim yanımda ve benden değilse benden değildir diyebiliyorsun? Allah ve Resulünün emirlerine aykırı davranabiliyorsun? Mümine ulusçuluk ya da milliyetçilik hiç yakışmıyor. Mümin, Allah’ına ve Resulüne bağlı olandır. İslam’ın reddettiğini mümin de reddeder. Sen de reddedersin. Etmelisin.