Nereye gidiyoruz?

Nereye gidiyoruz?

Dışarıda bir kalabalık ve gürültü var. Her kafadan bir ses çıkıyor. En bastıranı ise ‘Yaşa, varol!’ sesi. Konuşanı, ne konuştuğu, ‘Yaşa, varol!’ diyenin ne dediği belli değil. Eller şakırdıyor, boğazlar şişmiş bağırdıkça bağırıyor. Yaşa varol! Sanki mahşer kurulmuş da ümit dağıtılıyor. Konuşan:
- Bu millet teokrasiye dönmeyecektir. Demokrasi bize kâfidir. İnançlar kalbtedir, vicdandadır. Bunu böyle biliniz, böyle dinleyiniz. Dönüşü yoktur. Hepimiz Müslümanız. İstismarcılığa fırsat verilmeyecektir. Kahrolsun yobazlar! Gericiler... ler... ler.
Yaşa varol, başbakanımız ol!
Bunu söyleyenler inanıyoruz diyenlerdir. Ölünce de imamın yıkadığı Müslümanlardır! Müslüman mezarlığına gömülenlerdir. Dini inkâr ettiği halde, Müslümanlarca ahirete uğurlananlardır.
Başka bir kalabalıkta hatip:
Demokrasi bu millete en yakışan elbisedir. Onu çıkarmayız, çıkartmayız. Hürriyet bunda, adalet bunda, eşitlik bundadır. Herkes inancını gereğince yaşamalıdır. Bir başkasına baskı yapmak kişilik haklarına tecavüzdür. Hazmedemeyenler, statükocu ve bağnaz olanlardır.
Yaşa varol! Başbakanımız ol!..
Bütün bir kalabalık bir ritim tutturmuş, yaşa varol! Hatibin her sözünde, her nefes alışında aynı nakarat. Yaşa varol! Küfretse de, küfrünü ilan etse de, yaşa varol!..
Kur’an ne diyor, sünnet ne söylüyor diyen yok, küfretse de, lutfetse de yaşa varol! Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete!..
Camiye zafer kazanılmışcasına koşuyor, el açıp dua ediyor. Ya Rabbi, bizi bu zalimlerden kurtar diyoruz. Zalime hizmet ettiğimizin farkında değiliz, zalimin ayakta kalmasına iştirak ettiğimizin farkında değiliz.
Öbek öbek olmuş, konuşuyorlar. Yahu bunlar dinsiz, imansız. Millet aklını başına alsa da başımıza musallat etmeseler. Demokrasiden daha iyi bir rejim mi var? Allah’ın “İslam’dan başka din mi arıyorlar” sözü havada kalıyor. Din ayrı, idare ayrı ya! Kafalarına yerleştirdikleri bu söz onlara mihenk oluyor. Onun gölgesinde her şeyi hallediyorlar. Camide Müslüman, toplumda demokrasi... Nereye gidiyoruz?
Başka bir mitingde hatip:
Bunlar Türk değil. Kendilerini unutmuş, aslını unutmuştur. Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Türk demek Müslüman demektir. Hepimiz Müslümanız.
Yaşa, varol, başbakanımız ol!
Gırtlaklar şişmiş, gözleri hınç saçıyor. Kendisinden başkasına hayat hakkı tanımıyorlar. Bunlar Türk Müslüman... İcraatları farklı. İslam Peygamberinin “Arab’ın Acem’e üstünlüğü yoktur” umdesi akıllarına gelmiyor. İslam umdeleri, camide, mezarda ve mevlitlerde geçerli. Hayatın dini ise demokrasidir. Yaşa varol, başbakanımız ol!
Yazar çizerlere bakıyorsun, köşelerinde ahkam kesiyor, demokrasinin nimetlerinden, faziletlerinden bahsediyorlar. Milletin kurtuluşunun demokrasinin yerleşmesi ile mümkün olduğunu söylüyorlar. Yerleşmeden önceki rejimden hiç bahsetmiyorlar. Sahi demokrasi gelmeden önce bu millet ne ile idare oluyordu? Yeni din olan demokrasi gökten vahiyle mi indi? Vahiy değilse tağuttur. İnanan için ise tağuttan kaçınması ayet hükmü değil mi? Bu milletin dini İslam mı yoksa demokrasi mi? Neden bu yönünü açıklamıyorsunuz? İslam’da din devlet ayrımı olmadığına göre, demokrasiyi inancın neresine koyuyorsunuz?
Sözün özüne gelince; demokrasi denen bu karışımda at izi, it izine karışmıştır. Her topluluk bir izin peşinden gidiyor. Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. Kıyameti düşünmüyorlar, ahireti akıllarına getirmiyorlar. İnancı her gün bir hatim indirmede, namazı kılmada görüyorlar. Okuduğu Kur’an’ın ne emrettiğini, namazı niçin kıldığını düşünmüyorlar.
Bu kalabalık nereye gidiyor? Mesulları kimlerdir? Sahi, nereye gidiyoruz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi