Haydi bakalım hayırlı olsun. Açık arttırmamız başlamıştır. İlk teklifi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaptı.. “Ev kadınlarına asgari ücretten maaş bağlayacağız”.. Biz ne kadar saf insanlarız değil mi? Her seçim dönemi aynı palavraları nasıl yiyoruz sizce? Dahası bu defa, vaatte bulunan insan bir de kesin hesap uzmanı.. SGK’yı, (SSK olduğu dönemde) 1992 yılında zararla tanıştıran bir kesin hesap uzmanı hiç kuşku yok ki, Türkiye’deki milyonlarca ev kadınına asgari ücretten maaş bağlayacak kaynağı yaratacaktır.. Sayın Kılıçdaroğlu’na birkaç minik Türkiye gerçeği arz edelim..
(bunu hiçbir CHP’li yapmaz.. Bu kıyağımı unutmayın lütfen)
Birincisi, bugün işsizlik rakamları olarak açıklanan yüzde 11-12’lik kesimin içinde ev hanımlarının da olduğunu sanırım biliyorsunuzdur.. Resmi rakamlara göre, (aylara göre artmak ya da azalmak kaydıyla) 3 milyon kadar işsiz olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan hiç kuşku yok ki, kadın olanlarının tümü için “ev kadını” ifadesini kullanabiliriz. Dolayısıyla, (kaba taslak bir hesapla) 1 buçuk milyon kişiyi, normal TÜİK verileri içinden çıkarmak mümkün.. Çarparsınız bunu asgari ücretle bir ara.. Fakat daha mesele sona ermiş değil. Zira TÜİK’in, işsizlik verileri için temel aldığı kriterler içinde ev kadınları yok. Benim az evvel “ev kadını” diye tanımladığım grup, işi olmayan kadınların tümü için kullanılan genel bir tabirdi. Bu da şu demek oluyor; hesap tablosuna dahil edilmeyen, bir ev kadını grubu var.. Sendikalar bu rakamları farklı farklı açıklıyor aslında. Ancak içinde ev kadınlarının da bulunduğu grubun toplam sayısı ortalama 25 milyon gibi.. Bu grup içinde, emekliler, öğrenciler ve ev kadınları var.. Yine kaba bir hesapla, 10 milyona yakın emekli ve 3 milyona yakın üniversite öğrencisini (- ki bu 25 milyonluk grup, 15 yaş üstü olarak ölçülüyor. O yüzden sadece üniversite öğrencilerini baz almak gerekiyor) düşersek, en az 10 milyon ev kadını ile karşı karşıya kalacağız demektir.. (toplam memur sayısının dört katı) Bunu çarptınız mı asgari ücretle?.. Asgari ücret (vergileri, asgari geçim indirimleri, primleri falan derken) ortalama 1.000 TL gibi bir rakam ediyor.. (üzgünüm sayın asgari ücretli okurlarım. Elinize bu paranın geçmediğini biliyorum ama, ne yazık ki sizin için çıkan rakamın gerçeği bu) Benim bu 12-13 milyon havadan asgari ücretle maaşa bağlanacak ev kadınları için hesap yapmaya matematiğim yetmiyor. Hesap uzmanı falan olsaydım ne güzel şimdi çarpar-böler-toplar yapardım hesabı. Ama yapamıyorum. Pardon.. Bu manzaradan Sayın Kılıçdaroğlu gerçekten haberdar mıdır acaba? Yani bir vaatte bulunurken, bunun sonra hazineye kaça mâl olacağını da hesaplamış mıdır kendileri? Yoksa o da eski politikacılar gibi bol keseden vaat mi dağıtmaktadır? Eğer öyleyse hatırlatmakta fayda var. 22 Temmuz’da daha dikkat çekici sözler söyleniyordu. Mesela mazot 1 YTL olacaktı, (YTL’nin kalktığını biliyorum. Vaadin orijinaline dokunmayayım diye öyle yazdım), her işsize 350 YTL maaş verilecekti, emekliye verilen maaş sayısı 14’e yükselecekti, fındık 8 YTL olacaktı mesela değil mi? Kılıçdaroğlu’nun daha iyisini yapabileceğini biliyoruz. Açın Kemal Bey’in önünü, durduramazsınız Kılıçdaroğlu geliyor..
Kalın sağlıcakla...