Özlem Zengin

Özlem Zengin

Orantılı eylem-orantılı güç

Orantılı eylem-orantılı güç

Öğrenci eylemlerinde de, seçilen protesto yöntemlerinde de, polisin bu olaylar karşısındaki tutumunda da geçmişe göre farklılık yok.
Ben üniversitede okurken de böyle protestolara şahit oldum, dayak yiyen kız öğrenciler gördüm, kendim eylemlere katıldım. Hatta en yakın arkadaşım yemek ücretlerini protesto ederken gözaltına alındı.
Eskiden toplu suçlarda gözaltı süresi daha uzundu. Arkadaşım dava başlayana kadar, tam üç ay tutuklu kaldı. Tutuklu öğrencilerin sayısının fazla olması nedeniyle bir tiyatro salonunda yapılan ilk duruşmayı (ki hayatımda ilk defa duruşma görüyordum) bugün gibi hatırlıyorum.
Tutuklu aracında getirilen gençler, aracın tel örgülü penceresinden parmaklarını uzatıp zafer işareti yapınca onları desteklemeye gelen gençlerden alkışlarla tezahürat kopmuştu. Sahnede mahkeme heyeti, ön sıra seyirci koltuklarında sanık gençler, locaların bir bölümünde Anadolu’nun farklı yerlerinden gelmiş gözü yaşlı aileler, diğer tarafta arkadaşlarına desteği duruşma salonunda da devam ettiren gençler ve tabii her yerde güvenlik güçleri.
Uzunca bir süre kimlik tespiti yapıldı ve ara veridi. Arkadaşlarına destek veren gençler hemen tezahürata başladılar. O ana kadar gözü yaşlı evlatlarını izleyen aileler birden yerlerinden fırlayıp “Evlatlarımızın hayatını kararttınız, onları kandırdınız, gidin buradan, siz niye onların yerinde değilsiniz” diyerek, sanık arkadaşlarına destek veren gençlere tekme tokat saldırdılar. Polisler ihtiyarların elinden zor aldı gençleri.
Ortalık biraz sakinleşince koridorlarda hikayeler anlatılmaya başlandı. “Benim oğlum okul birincisi idi, hiçbir şeye karışmazdı ne oldu”. Bir diğeri, “yemedim yedirdim, bak ayakkabım delik, buraya gelmek için borç aldım, babası yok. Hayattaki tek ümidim, okusun adam olsun istedik kötü mü ettik, bu koca şehirde yalnız bırakmak artık olmaz. Evi taşımak lazım”... Uzayıp giden hayat hikayeleri.
Ara bitip duruşma tekrar başladı ve yargılamanın tutuksuz devamına karar verilerek duruşma sonlandı. Arkadaşım hapisten çıktı ama başka biri olarak; içine kapanık, aşırı zayıflamış ve her şeye karşı çok isteksiz. Geçen bu süre zarfında vizeleri, finalleri de kaçırdı ve bir daha okulu toparlayamadı. Üniversiteyi bitiremedi. Aftan döndü yine olmadı. Hapisten edindiği arkadaşları, sisteme duyduğu haklı öfke onu hiç bırakmadı. Evlenmedi ve orada olanları hiç anlatmak istemedi. Masum bir eylemden harcanmış bir hayat çıktı.
Evet, gençler eylem yapsın. Ama ne için ve nasıl yapacaklarını önce kendilerine sorsunlar. Bu eylemle ne elde ederim, desinler. Sonra eylem muhataplarına ne katkı yapar, toplum bu eylemden ne kazanır desinler. Kendilerine, muhataplarına, topluma dair makul cevapları varsa, bu eylem hayatlarını ortaya koymaya, belki bir daha anne olmamaya değecekse ‘orantılı eylemler’ yapsınlar.
Ve nihayetinde eylem güvenlik güçleri tarafından engellenecekse, bu gençlerin içinde profesyonel eylemciler kadar hayatında ilk kez eyleme katılan, belki yanındaki polis arkadaşının kardeşinin, komşusunun çocuğunun dahi bulunabileceğini unutmadan, eylemi ‘orantılı güç’ kullanarak engellemenin yöntemini düşünsünler.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özlem Zengin Arşivi