Ersoy Dede

Ersoy Dede

Kılıçdaroğlu’nun sessizliği

Kılıçdaroğlu’nun sessizliği

Eğer bisiklet pompasıyla ciğerlerine hava verilerek patlatılan, üç gün süren ağır işkenceler sonucu katledilen kişinin ismi, Ertuğrul Dursun Önkuzu değil de, mesela olsaydı Abdi İpekçi?..
Okuduğu okulun 4. katından aşağı bırakılan Önkuzu, söz gelimi ülkücü değil de,
TİP’li olsaydı mesela değil mi? ve bugün Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşları iktidar olsalardı da,
Böylesi bir cinayetin arkasında, muhalefet partisinin başındaki ismin olduğu iddia edilseydi,
Denseydi ki mesela; “Tayyip Erdoğan, bu cinayetin arkasında olabilir!.” Ne yapardı Sayın Kılıçdaroğlu? Ne yapması beklenirdi?
Şimdi bu sessizliğini anlamak mümkün değil.
Emine Işınsu’nun “Sancı” romanıyla tanıdım Dursun Önkuzu’yu..
Benim için önceleri bir roman kahramanıydı.. Gözyaşları içinde hikayesini okuduğum bir hayalî karakter.. Ama zaman geçip de işin ciddiyetinin farkına vardığımda insanların Dursun Önkuzu’yu değil, başka başka cinayetleri konuştuğunu fark ettim. Katilleri, okulların yüzlerce metrekarelik kantinlerini paylaşamamıştı. Ama şimdi 12 metrekarelik zindanda bir ranzayı paylaşıyordu. Koskoca Ankara’nın bulvarları dar gelmişti ama şimdi volta atarken karşılıklı o daracık koridorda değmiyordu omuzları birbirine.. Dursun Önkuzu’yu öldürdüler.. Vahşice acımasızca.. Ne uğruna öldürdüklerinin bile bilincinde değillerdi bunu yapanlar belki. Bir kısmı yargılandı. Üç-dört yıl yatıp çıktılar. Zaten gerçekten onlar mıydı yoksa onlara mı kesilmişti bu işin faturası, kimse bunu bilmedi. Şimdi ise olayın üzerinden 40 yıl geçtikten sonra, akıl almaz bir iddia geldi gündeme. Ülkeyi yönetmeye talip bir siyasi liderin, bu cinayeti işleyen ekibin içinde olduğu iddia edildi. Dahası, “Öğrenciliğimde, kendi fikrim-ideolojim doğrultusundaki hiçbir eylemi kaçırmadım” diyen Kılıçdaroğlu’nun, bu eylemde de var olup olmadığı soruluyor şimdi.. Peki neden bu sessizlik?. Elin diplomatı, kendi memleketine, “Buranın başbakanının İsviçre bankasında hesabı var” diye rapor geçtiğinde Başbakan’a “Aksini ispat et” diye haykıran sayın Kılıçdaroğlu, böylesi ağır ve ciddi bir iddia hatta itham karşısında, nasıl oluyor da sessizce bu haberin gümbürtüye gitmesini bekliyor olabilir ki?.. Anlaşılan, “Nasıl olsa bizim önümüzdeki hafta kongremiz var. CHP ile ilgili konuşulacak başka meseleler gündemi meşgul eder. Biz de bu arada bu işi unuttururuz” düşüncesindeler. Pardon ama burası Akit Gazetesi. Bugüne kadar yaptığı yorumlar nedeniyle sert eleştirilmiş olabilir ama yazdığı hiçbir haber yalanlanmamış bir gazete.. Çamur atmak için türlü türlü yalanlarınızla karşı propaganda yapabilirsiniz, yaptığımız yorumları “ağır” bulabilirsiniz. Ama iki gün üst üste birinci sayfadan bir haber yayınlıyoruz. Endişelenmeye başlasanız iyi olur. Enformasyon çağında olduğumuzu hatırlatırız. Cinayetin üzerinden 40 yıl geçmiş olabilir. Belki 1970’de yapılmış bir eylemi, 1974’te çözme ihtimalimiz yoktu. Hatırlayın, Devlet Başkanının bile “Bir sağdan bir soldan astık” dediği bir dönemi geçtik. Hatta, kimilerince Menderes ve arkadaşlarının idamı üzerine Deniz Gezmiş ve arkadaşları “intikam” olarak görüldü. Doğru-yanlış bilemem.. Ama en azından dönemin koşulları itibariyle birtakım işler unutulmuş, üstü örtülmüş olabilir. Üzerinden üç muhtıra bir darbe geçmiş olabilir. Fakat artık devir değişiyor. 40 yıl bile geçse, yaşananların hesabı sorulacak. Kimse “Geçmiş olsun, önümüze bakalım beyler” diyemeyecek..
Kalın sağlıcakla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi