Yumurtacı Kolektifler
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencilerinin tertiplediği Anayasa Panelinde, CHP Genel Sekreteri Prof.Dr. Süheyl Batum ve AK Parti milletvekili Prof.Dr. Burhan Kuzu konuşturulmadılar. Her iki konuşmacı da Anayasa hocası ve karşısındakiler öğrencileri... Batum şanslıydı, alkışlarla protesto edilerek susturuldu; sadece bunun faşizan bir tavır olduğunu söyleyebildi. Burhan Kuzu ise yoğun bir yumurta saldırısı altında, olayla ilgili düşüncelerini dahi ifade edemedi... Adeta linç edildi. Kırılmış yüzlerce yumurta, kürsünün önünde bir utanç tablosu oluşturdu... Toplantıyı düzenleyen öğrenci temsilcileri ise ertesi gün mahcup bir şekilde hocalarını ziyaret edip özür dilediler... Mahcuplardı çünkü davet ettikleri halde misafirleri olan hocalarını koruyamadılar.
Basında bu saldırı sırasında görüntülenen öğrencilerin daha önce de birçok olaya katıldığı ifade edilmekte... Kendilerini Öğrenci Kolektifleri olarak tanımlayan grubun Türkiye’nin çeşitli illerinden öğrencileri toplayıp belirli olaylarda güçlerini ortaya koymaya çalıştığı anlaşılmakta... Demek ki bu yumurtacıların birçoğu o fakültenin öğrencileri değiller. Yani işler profesyonelce yapılıyor...
Nitekim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 4 Aralık cumartesi günü üniversite rektörleri ile Dolmabahçe’de gerçekleştirdiği toplantı öncesi bu protestocu öğrencilerin nasıl hazırlandığını web sitelerinden görmek mümkün. Birçok ilden gelecek olan üniversitelilerin bu eylem için Ankara’dan, Eskişehir’den kaldırılacak otobüslerinin yer ve saatleri veriliyor... Demek ki Eskişehir’de de bu örgütün etkinliği var... Nitekim Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, 26 Kasım’da Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde düzenlenen “Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru Hakkı” konulu sempozyumda açılış konuşmasını yaparken üç öğrencinin yumurtalı saldırısına uğramış ve basın bu öğrencilerin İşçi Partili olduklarını yazmıştı... Doğrusu bu aktivite içinde nasıl öğrencilik yaptıklarını merak ediyorum. Bunlar derslerine nasıl devam alıyorlar?..
Cumhuriyet Mitingleri Yetmedi, Şimdi Ümitler Yumurtalı Saldırılarda
Bu günkü protestoların benzerlerini daha önce de çeşitli üniversitelerde izledik... Sayın Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinden önce başka bir isimle benzer protestoları biliyoruz... Onlar da mobil protestoculardı... Cumhuriyet mitingleri ise bunların bütün kesimlerinin sahneye koyduğu oyunlarıydı... Ancak sonuçlara bakıldığında millet bunlara rağbet etmedi... Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçildi ve Ergenekon davası ile hepsinin oyunları bozuldu... Eski YÖK Başkanı Gürüz’ün ve eski rektör Alemdaroğlu’nun katıldığı mitinglerde “Ordu Göreve” pankartı açanlar da o mobil protestoculardı. O günlerde gene CHP’nin himayesine sığınırlardı... Şimdi üniversitelerde Sezer dönemi sona erdi, farklı bir dönem başladı. Darbe hayalleri bitti. Bu gün de Kolektifler Meclis’e, CHP’nin yanına geliyorlar... Süheyl Batum’a yumurtalı saldırı yapılmadıysa sebebi CHP’li olmasıdır... Bu bile olayın masum öğrenci olayı olmasının ötesinde siyasi hedefi olan bir organize olay olduğunu ortaya koymaktadır... Ben hocasına yumurta atan bir öğrenci düşünemiyorum... Yumurta saldırısı bir özgürlük olamaz. İnsanlar düşünce özgürlüklerini saldırmadan kullanabilirler. Bazıları siyaseten, yumurtalı saldırıyı normal buluyorlar... Hele bunların içlerinde öğretim üyeleri de var. Öyleyse gitsinler bu eylemcilerin karşısına, onlar da yumurta saldırısından nasibini alsınlar...
Öğrencilerin ülke sorunlarıyla ilgilenmesi elbette gerekir... Onlar yarının yöneticileri olacaklar. Siyasi duruş da sergileyebilirler... Buna yasal bir engel yok. Siyasetin içine giren öğrenciler fikirlerini beğenmeseler de karşılarındakileri dinlemeli ve demokratik hakları olan eleştiriyi yapmalılar... YÖK’ü eleştiriyorlar, tamam... Yumurta atılarak dikkat çekmek istiyorlarsa, bunu da başardılar... Şimdi bu yanlış yöntemlerinden dolayı Burhan Kuzu’dan diğer öğrenciler gibi özür dileyip düşüncelerini söyleme, kendilerini anlatma zamanıdır... Eğer kendimize saygı istiyorsak, başkasına da saygı göstermeliyiz. Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki öğrenci protestolarının hedefinde başörtüsü ile eğitimlerine devam etmek isteyen öğrencilerin üniversiteye alınmaları vardı... Yani kendi arkadaşları olan öğrencilerin okumasını istemiyorlardı... Üniversiteler her fikrin, her düşüncenin özgürce ifade edildiği ve her evladımızın eğitimini özgürce yapabildiği kurumlardır... Herkesin her istediğini yapabileceği veya yaptırabileceği mekanlar değildir...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.