Spor Toto Süper Lig'in ilk yarısı kimsenin tahmin etmesi mümkün olmayan sürpriz bir puan cetveli ile bitti. Tabii ki sürpriz Trabzonspor'un liderliği değil, Üç Büyükler'in durumu. F.Bahçe'nin zirvenin 9 puan gerisinde kalması bana göre anormal bir sonuç değil. Çünkü F.Bahçe hakkındaki görüşlerimi yeri geldikçe vurguluyorum. Zico, Aragones ve Daum'dan sonra Aykut Kocaman da aynı nedenlerle belli isimlere ayrıcalık tanınması yanlışını devam ettiriyor. Böyle bir uygulamada teknik direktörün ilk 11'i kurarken ve maç içinde oyunun gidişatına göre düşüneceği hamlelerde hata yapmaması mümkün değildir. Öyle de oldu.
G.Saray'ın liderden 19 puan geride olması tabii ki enteresan bir tablo. Ama G.Saray'ın yönetimiyle, takımıyla ciddi bir kriz yaşadığı gerçeğini göz ardı etmemek lazım.
Bana göre esas irdelenmesi gereken Beşiktaş'ın durumu. Sezon başında taraftarı sevindiren çok önemli transferler yapıldı. Elde geniş ve kaliteli, bol alternatifli bir kadro oluştu. Bundan çok memnun olan taraftar desteği üst düzeye çıktı. Bazı beklenmeyen sonuçlara rağmen destek devam etti. F.Bahçe ve G.Saray deplasmanlarından 4 puan alan Beşiktaş, toplam 23 puan kaybederek Trabzon'un 14 puan gerisine düşüp, lige havlu attı. Şu anda Avrupa kulvarı devam ettiği için fazla ses çıkmıyor. Ama bu lig tablosunun tek sorumlusu hiç şüphesiz Bernd Schuster'dir.

BURSA CİDDİ RAKİP!
Bursaspor'un Şampiyonlar Ligi'ne farklı iç saha yenilgisi ile başlaması, takımın ve Ertuğrul Sağlam'ın moralini bozdu. Bir de Şampiyonlar Ligi'ni düşünerek Ertuğrul Sağlam'ın ligde yaptığı gereksiz rotasyonlar, bazı maçların neticelerine olumsuz yansıdı. Buna rağmen devreyi ikinci bitirdiler. Zaten 5 puanlık farkı yaratan da Bursa'daki Trabzon yenilgisidir.
İkinci yarıya Trabzonspor çok avantajlı başlıyor. Bursaspor yine ciddi bir rakiptir. Ben de öncelikle sisteme inanan bir yazarım. F.Bahçe'nin istikrarlı bir grafik çizmesi kolay değil. Eğer şansını devam ettirmek istiyorsa Antalya ve Trabzon maçlarından mutlaka 6 puan alması şart.