Bilimin neresindeyiz?
EKONOMİDE yükselen ülkeler kavramını biliyorsunuz. Son zamanlarda bir de “yükselen bilim ülkeleri” (emerging science countries) diye bir kavram gelişiyor.
Bunların içinde Türkiye de var!
UNESCO her beş yılda bir “Dünya Bilim Raporu”nu yayımlıyor. “Bilim ve Yanılgı” adlı kitabımda en son 2005 verilerini kullanmıştım. 2010 raporu 10 Kasım’da açıklandı. Bu raporda da “yükselen bilim ülkeleri” olarak Çin, Hindistan, Brezilya, Türkiye ve Meksika örnek olarak gösteriliyor.
Bu ülkeler bilimde henüz Batı’nın çok gerisindeler ama akademisyen, araştırmacı, bilimsel yayın sayıları ve araştırma-geliştirme yatırımları hızla artıyor.
Raporda mukayeseli rakamlar var.
Geçen gün TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi TOBETU’nun mütevelli heyet toplantısında anlatılanları dinlerken UNESCO’nun bu raporunu hatırladım.
Türkiye, otuz yıldır aldığı mesafe ile, “yükselen bilim ülkeleri” arasına girmiştir ve önündeki yol hâlâ uzundur.
Başarılı üniversitelerimizin sayısı arttıkça daha hızlı ilerleyeceğiz.
Bir başarı örneği
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu önce bize “öğrenci konukevi”ni gezdirdi, yani “öğrenci yurdu” dediğimiz sosyal tesisin beş yıldızlısı!
Bedenen ve zihnen sağlıklı, sosyal bakımdan bireyliği gelişmiş gençlerin yetişmesinin mekânları bunlar...
Sonra Rektör Prof. Yücel Altunbaşak üniversitenin gelişimi konusunda ayrıntılı bir sunuş yaptı:
- 2004 yılında 28 öğretim elemanıyla yola çıkıldı, bugün 196 öğretim elemanı var, 107’si öğretim üyesi...
- Öğrenci sayısı 270’ten 3124’e çıktı.
- 2000 yılından sonra kurulan üniversiteler içinde en çok bilimsel yayını TOBETU yapıyor...
Bütçe rakamlarına gelince... Her yıl TOBB üniversiteye ortalama 7 milyon TL aktarıyor.
Öğrencilerin ödediği ücretler toplam 23 milyon TL...
Üniversite, yürüttüğü projelerden 2 milyon lira kazanıyor...
Vakıf üniversitelerinin faydası bu: Parası olan, devlete yük olmasın, aldığı eğitimin parasını ödesin... Yine devlete yük olmadan vakıflar üniversiteye destek olsun...
Yetenekli ve yoksul öğrencilere ise burs verilsin. TOBETU’da öğrencilerin yaklaşık üçte biri burslu okuyor, başarı ve branşa göre farklı burs uygulamalarıyla...
Girişimci üniversite
Rıfat Hisarcıklıoğlu, “Türkiye’nin en büyük açığı girişimcisinin azlığıdır” diyor:
“120 milyon nüfuslu Japonya’da 6 milyon 300 bin girişimci var. 72 milyonluk Türkiye’de 1 milyon 200 bin... Dört kat gerideyiz!”
TOBETU’da “girişimcilik dersleri” de okutuluyor; hem de “uygulamalı” olarak. Öğretim üyeleri ve öğrenciler üniversite bünyesinde şirketler kurarak üniversitenin araştırma projelerinde iş yapmaya teşvik ediliyor!
Hisarcıklıoğlu’nu kutluyorum. TOBB’un üniversite açması fikrine ve açılan üniversitenin böylesine gelişmesine ve benzerlerinin kurulmasına öncülük ettiği için...
Artık “allame” tipli eski üniversite algısını bırakalım. Prof. Erdoğan Teziç döneminde YÖK’te uluslararası akademisyenlerce hazırlanan “2005 Strateji Raporu”nda da “girişimci üniversite” modeli savunuluyor.
Devlet üniversitesi de olsa, vakıf üniversitesi de olsa, girişimci, dışa açık, rekabetçi, üretken üniversiteler...
Bu tip üniversitelerimiz arttıkça Türkiye “yükselen bilim ülkeleri” içinde de yükselecektir.
Aman, yaşadığımız haşin kutuplaşma bize bilimin önemini unutturmasın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.