Rahim Er

Rahim Er

Kanuni’nin seyisi

Kanuni’nin seyisi

Zigetvar Muharebesinin tarihi 1566’dır. Bu, Kanuni Sultan Süleyman’ın son seferidir. Macar devleti, 1994’te işbu harbin cereyan ettiği sahayı Kanuni Sultan Süleyman’ın 500. doğum yılında adına tanzim ederek Hükümdarımızın büstünü dikmiş ve açılışa TC Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i de davet etmişti.
Türk-Macar Dostluk Parkı adı verilen bu sahaya Orta Anadolu’dan 82 ton taş getirtilmiş ve Türk işçiler tarafından işlenmişti. Türkiye’de dökülen bronz büstün ağırlığı ise 82 tondur. Çevre, Süleymaniye Camii çinilerinden aşk yansımaları taşımaktadır
Avrupalıların Muhteşem Süleyman dedikleri Hakan-Halife, Zigetvar seferinde, kuşatma devam ederken 71 yaşında olduğu halde şehit olmuş, şahadet, Otağı Hümayun imkanıyla devlet geleneği gereği askerden saklanmış, fakat kale yine de fethedilmiştir.
Aynı ordu, aynı padişah kumandasında daha evvel 1526’da da Mohaç’ta Macar ordusunu iki saat içinde imha etmişti...
Vatanına giren, ordusunu imha eden, 152 sene o memlekete hakim olan bir milletin Hükümdarı için bunlara maruz kalmış bir devlet, neden şükran nişanesi olarak milli park düzenlesin, devasa büst diksin ve açılışa devlet reisimizi davet etsin?
Bunun sebebi şudur?
Macarlar, araştırma yapmışlar. Peşinde oldukları cevap şudur? ‘Türkler, bu 152 sene içinde ne götürmüşler, ne getirmişler?’ Yapılan araştırmaya göre biz oraya 3 götürmüş, bir getirmişiz. Bu kadar da değil. Dillerine, örflerine, ananelerine dokunmamışız. Bu sebeple Macar yönetimi şu hükme varmış: ‘O gün Osmanlı Türkleri gelmeseydi, Almanlar gelecekti. Eğer, Almanlar gelse ve bir buçuk asır gibi bir zaman kalsalardı bizi asimile ederlerdi. O takdirde yeryüzünde Macar milleti diye bir millet ve Macar devleti diye bir devlet kalmazdı...’
Zira aynı millet, yirminci asrın üç çeyreğini SSCB boyunduruğunda geçirdi. Ufacık bir hürriyet isteği karşısında gençleri 1956’da Rus tankları tarafından hunharca katledildi. O tarihte Macar milliyetçileri dünyaya Macarca bir cümle öğrettiler ‘nem nem şu! Hayır hayır asla!..’
Yabancılara karşı ‘hayır hayır asla!’ diyenler, Sultan’ül Berreyn/Karaların Sultanı, Hakan’ül Bahreyn/Denizlerin Hakanı, Hulefa-yi Ruyi Zemin/Dünya Müslümanlarının Halifesi ve Zıllullahi Fi’lard/Allah’ın yerküredeki gölgesi unvanlarının sahibi Sultan ibni’s Sultan/Sultanoğlu Sultan bir Cihan Padişahı’na karşı böylesine bir asalet sergilemişti.
Macar gündeminin temel unsurlarından Kanuni’nin, onların dilindeki adı ‘Kahraman Düşman’dır.
Bu bir şanlı ifadedir...
‘Düşman!’ Diyenlerin hayran olduğu Padişah’ı üzerinde hakkı bulunan nesiller, sıradan bir film malzemesi, bir reyting sebebi gibi görüyorlar. Aynı zamanda ‘Muhibbi’ imalı bir koca divan sahibi olan büyük Padişah, şu günlerde bir dizi film dolayısıyla yoğun şekilde konuşulmakta. Gençler dizinin tanıtım parçasından hareketle ateş püskürüyorlar.
Biz de parçayı/fragmanı birkaç kere seyrettik, hakkında yazılanları okuduk.
Tafsilata girmeden evvel şu kadarını söyleyebiliriz:
Kanuni rolüne çıkartılan oyuncu olsa olsa Kanuni’nin seyisi rolüne çıkartılabilirdi.
Daha esas karakter yerine oturmamış ki ortaya bir eser çıksın.
*
Yarın: BİR REKLAMA ALET OLMAK

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi