Halen şaşırıyor musunuz yoksa?
Bir haftayı daha geride bıraktık.
Medyanın gündem başlıklarından birini Muhteşem Yüzyıl adlı dizi oluşturdu.
Daha da gündemdeki yerini koruyacağa benziyor.
Nasıl korumasın ki?..
Tarihçiler tepkili..
Meclis’teki siyasilerin önemli bir bölümü tepkili..
Ve Türk halkının tepkisi çok büyük.
RTÜK’e 5-10 gün içinde yapılan şikayet sayısı, 2010’un 9 ayındaki şikayetten daha fazla.
Tüm bunlara rağmen iri medya organları ve bu medya organlarının köşe başlarında yuvalaşmış “aydınlarımız” bu tepkiye duyarsız.
Aksine tepkilerin “yersiz” olduğunu iddia ediyorlar.
Bunların bu tavrı “Türkiye’nin aydın sorunu”nun bir başka göstergesi bana göre.
Adamlar yıllardır her fırsatta tarihimize sövüp, değerlerimizi küçümseyerek; halkı ne idüğü bilersiz bir şekle dönüştürmeye çalışmıyorlar mı?
Bugün sözkonusu olaya bu şekilde bakmaları hiçte şaşırtıcı değil.
Belki mütedeyyin çevrelerden Taraf’ın tavrı karşısında dumura uğrayanlar olmuştur.
Taraf önce “Muhteşem Saçmalık” sürmanşetiyle, diziye tepki gösterenleri “saçmalamakla” itham etti.
Bunun belgesel değil, bir dizi olduğunu ve dizilerin tarihi birebir yansıtmayabileceğini savundu.
Dün de yine sürmanşetten bula bula diziye en sert tepkiyi gösteren siyasi partilerden AK Parti’nin eski Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ı bulmuş.
Fırat’ın ağzından “eleştiriler abartılı ve yersiz” dedi.
Taraf’ın misyonunu doğru kavrayabilmiş insanlar için bu hiçte şaşırtıcı olmasa gerek.
Ancak muhafazakar çevrelerden, aslında tümden TSK’yı hedef alan haberlerini “cesur bir duruş” olarak değerlendirerek, Taraf’a genel anlamda sempati duyan insanlar var.
Bu insanlar için Taraf’ın “Muhteşem Saçmalık” tavrı şaşırtıcı olmuş olabilir.
Tamam, bu gibi durumlarda adama “günaydın” derler.
Ama ben, Anadolu’da meşhur olan “Dinime söven bari Müslüman olsa” sözünü akıllarına getirmelerini tavsiye ediyorum.
Ve acizane, bu gazetenin misyonunu bu söz çerçevesinde yeniden değerlendirmelerini istirham ediyorum.
Haftaya görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.