İşbirlikçilik ve Ulusalcılar
AKP’ye yöneltilen en ciddi eleştirilerin başında ABD iş birlikçiliği geliyor.
İkide bir AKP ye işbirlikçi diyenler,mefhumu muhalifi ile kendilerini de yerli ve milli olarak tarif etmiş oluyorlar.
Kimin yerli kimin işbirlikçi olduğunu anlamak o kadar kolay değil.
Sloganla, ideolojik şablonlarla bir partiye muhalefet edebilir, itibarını sarsmaya çalışabilirsiniz. Hatta yalan haber uydurarak psikolojik harekat da uygulayabilirsiniz.
Ama hakikat bambaşka bir şeydir.
Eğer hakikatin peşindeyseniz daha dikkatli olmak zorundasınız.
AKP iktidarında Türkiye-ABD ilişkilerinin boyutuna ışık tutacak bir çok gelişme yaşandı.
1 mart tezkeresi ret edildi.
Suriye ile iyi ilişkiler kuruldu.
İran ile önemli anlaşmalar imzalandı.
Bu üç konu, Türkiye-ABD münasebetlerinin biçimini gösteren en önemli ayakları oluşturuyor.
Her üç konuda da Türkiye ABD’nin istediğini değil, kendi menfaatlerinin gereğini yaptı.ABD haydut devlet ilan etti diye Suriye ile ilişkilerini kesmedi.
ABD’nin muhalefetine rağmen İran ile başta doğalgaz olmak üzere bir çok konuda yeni anlaşmalar imzaladı..
ABD’nin bunaltıcı baskısına rağmen, 1 mart tezkeresine geçit vermedi.
Bunlar iş birlikçi suçlamasını hak edecek bir hükümetin yapacağı işler değil.Nitekim Amerika’da önemli yayın organları Türkiye’nin artık eskisi gibi çantada keklik bir müttefik olmadığını, git gide bağımsız politikalar geliştirdiğini yazıyorlar.
Ayrıca gerek NATO’nun gerekse ABD’nin –İslamcıları-düşman ilan ettiğini unutmamak gerek.
AKP,ABD’nin müttefik tanımına uyan bir parti değil.
Ancak halktan aldığı güçlü destek, kerhen de olsa ABD’nin durumu kabullenmesine vesile oldu.
Başta AKP bazı hatalar yaptı.Diplomatik teamüllere sığmayan temaslarda bulundu.Ama zaman geçtikçe devlet tacının terbiye ediciliği AKP’yi de geleneklere uygun bir dış politika yürütmeye mecbur bıraktı.
AKP’ye iş birlikçi diyenler ise,AKP’ye göre ABD ‘ye ideolojik olarak daha yakın duran kesimler.
Sokakta, meydanda gırtlakları yırtılırcasına –bağımsız Türkiye- diye bağırmalarına rağmen ABD’nin desteği için yapmayacakları fedakarlık, vermeyecekleri taviz yok.
Daha iki gün önce, ABD’de Türk derneklerine üye bir gurup kadının hem kongre üyelerine hem Condolezza Rice’a mektup yazarak AKP’yi şikayet ettiğini gazeteler yazdı.
Mümtaz Soysal’ın ABD’de bir düşünce kuruluşunda yaptığı konuşma,Kisınger’in İstanbul’a Ergenekon’un bir numarasıyla görüşmeye geldiğine dair iddialar, Onur öymen’e atfedilen açıklamalar –iş birliği-için kimin yanıp tutuştuğunu gösteriyor.
Ama burası Türkiye.Güç kimdeyse haklı da odur.