Rahim Er

Rahim Er

Muhafazakârlar hamaseti aşınca, laikçiler yerlileşince

Muhafazakârlar hamaseti aşınca, laikçiler yerlileşince

Pelin Batu, Haber Türk’teki tarih programında, “Bazı batılı yazarların kaleme aldığı kitaplarda okudum, Kanuni, İbrahim’le uygunsuz hayat yaşamış” dedi. O, farklı bir cümle kullandıysa da biz telaffuz etmeyeceğiz. İddiaya Murat Bardakçı ‘hayır!’ manasına sadece ‘cık, cık, cık’ diye muhalefet etti, o kadar. Erhan Afyoncu ise ‘hayır, dedi, benim okuduğum Avrupalı tarihçiler böyle bir şey yazmıyorlar.’
Yanımızda olsaydı biz, kendisine ‘Erhan Bey’ diye hitap ederek ‘Peki, Erhan Bey, Avrupalılar, böyle yazmış olsalardı bu aşağılık iddia doğru mu olacaktı?’ diyecektik. Nitekim, Pelin Batu’nun bahsettiği kitaplarda o cümleler vardır. Bugün olmuş Sevgili Peygamberimize -aleyhisselam- karikatürle, romanla vs. dil uzatmaya yeltenenler, O’nun Halifesi Padişah’ın hatırını mı sayacaklar? Tarihçimiz, tarihimizi Avrupalı tarihçiyle mi kendi arşivlerimizle mi müdafaa edecek? Nitekim Harem’i de kendi hayatları gibi zannedip asırlardır yalan resim ve yalan yazı ile resmettiler. Bu haçlı faaliyetinin sinsi tarafıdır.
Ayrıca, ‘İbrahim’ diye konuşmak ne kadar doğru? O İbrahim, manav İbrahim mi, yoksa bu devlete 13 yıl Sadrazamlık yapmış İbrahim Paşa mı ?Tartışmalı dizinin danışmanı, hataları düzeltmede herkesten çok gayret etmeli.
Neyse ki dizinin iddialarını Samanyolu Haber’de Talha Uğurluer vesikalara dayalı olarak çürüttü. Seyircilere enfes bir tarih zevki yaşattı. Ta Washington’dan kendisine tebriklerimizi ve alnından öptüğümüze dair haber yolladık.
Dizi, bir tarih dersi değildir, doğru. Dizi de roman gibi hayal unsurlarına yer verir, o da doğru. Ama roman veya senaryo yahut film, tarihî gerçekleri tepetaklak edemez. Nesillerde zihni felce yol açamaz. Tarihî şahsiyetlerin manevî hayatları katledilemez. Batılı filmler, diziler, romanlar kendi geçmişlerine çamur atıyor diye bizim onları takip etmemiz mümkün değildir. Padişahlar, kutsal kişiler değildir gibi abes ötesi acınası cümlenin arkasına sığınan herkes kendini küçültür.
Bu, hüznün bir tarafı.
Sayfayı çevirelim...
Kulaktan dolma malumatla dizi yapımcılarına, yayıncılarına, Pelin Batu’ya çileden çıkıp veryansın edenlere bakalım.
Esasta haklılar...
Fakat usul yanlış.
Beyler, hanımlar...
Sizler de babalarınız gibi, ağabeyleriniz gibi okumuyorsunuz. Sizin o sövüp saydığınız, belki ‘artist kız!’ diye küçümsediğiniz Pelin Batu var ya, bırakalım İngilizcesini, şakır şakır Osmanlıca kitap okumakta. Yanımda Divan okudu. Sizin kaçınız bunu yapabiliyorsunuz? Kaçınız, kaç tane tarih kitabını hazmederek okudunuz? Anlattıklarına kafa yordunuz. Değerlerinizi hatırlamanız için illa birilerinin onlara iftira atması, onları karalaması, çarpıtması mı lazım? O zaman şimdiki gibi reklama alet olursunuz.
Bu muhafazakâr kitle beleş hamasetten kurtulup göz nuru ve ter dökmedikçe, dirsek çürütmedikçe yerinde sayar. Siz, hükümet, başkaları iktidar olmaya devam eder. Ne olursunuz biraz da başkaları ayağa kalksın?
Ne zaman bu tepkici psikolojiden kurtulup da üretim yapacaksınız?
Hamasete değil, fikri derinliğe muhtacız.
Bu memlekette muhafazakârlar, hamaset alışkanlığını aşınca, laikçiler, yerlileşince çok şey düzelir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi