Akif Emre

Akif Emre

Mübarek kime yaslandı; Esad kime seslendi ?

Mübarek kime yaslandı; Esad kime seslendi ?

Mısır'daki gösteriler tam bir güç mücadelesine dönüştü. Amerika'nın mesajını almakta direnen Mübarek süreci kendi yöntemi ile tersine çevirebileceğini göstermek istiyor. Bu yazı kaleme alındığı sırada Tahrir Meydanı'ndan silah sesleri geliyor, yaralı görüntüleri ekrana düşüyordu. Üstelik develerle göstericileri ezen Mübarek yanlısı göstericiler de 'postmodern karşı darbe' tekniği olarak tarihe geçti.. Ordunun bu ana kadar sessiz kalması; başta Müslüman Kardeşler olmak üzere muhalefetin Mübarek sonrası için muhatap olarak orduyu alarak görüşmelerin sürdüğü ortamda durum hala netlik kazanmamıştı. Görünen o ki mübarek kolay pes etme niyetinde değil. Mübarek sanki vuruşarak çekilmeyi göze almış görünüyor. Baskı, sindirme konusunda yılların deneyimi, bu konuda kökleşmiş devlet geleneğinin üstünde oturuyor ne de olsa.

Amerika ne kadar desteğini çekti bilinmez ama İsrail'in Mübarek'in gidişinden çok tedirgin olduğu açık. İsrail'in bu tedirginliği gidermek için neler yaptığını bilmesek de neler yapabileceği hakkında yeterince fikrimiz var.

Ayrıca Mübarek'in başka güçlerle ittifak kurma ihtimalini de göz ardı etmemeli... Eğer böylesi bir ittifak gerçekleşmişse Mısır gibi dev bir ülkede küresel güç mücadelesi ortaya çıkmaya aday demektir ki bu olayların boyutunu tümüyle değiştirebilir. Olaya bir de bu açıdan bakmakta yarar var.

Ayrıca Amerika'nın sistem içi dengelerde hangi unsur ve argümanları kullanarak müdahil olacağını da gözlemlemek lazım. Bu kadar açık tavır koyduktan sonra hiçbir şey yapmadan meydanı terk eden bir Amerika'nın küresel güç iddiasıyla beraber, bölgeyi yeniden şekillendirme stratejileri de çökecek demektir.

Her geçen dakika şiddet dozunu artırma eğilimi gösteren gelişmeler karşısında Batı da samimiyet sınavından geçecek. Hele Amerika'nın "tarafları şiddetten kaçınmaya" çağırması gibi iki yüzlü açıklamaları gelmeye başladıkça romantik devrim/ci marşlar söylemeye hazırlananlar için Amerikan rüyasının sonu anlamına gelecek.

Esad ne demek istedi?

Mısır'da gösteriler devam ederken ilk tepkiyi verenlerden biri olan Suriye devlet başkanı Beşar Esad'ın mesajı üzerinde ayrıca durmakta yarar var. Dün yani 2 Şubat 1982 Hama katliamının yıldönümü idi. Hama'da Müslüman Kardeşler'e karşı girişilen devlet katliamında 30 bin kişinin katledildiği, on binlercesinden hala haber alınamadığı, yüz binlerle ifade edilen insanın ülkesine dönemediği bir ülkenin devlet başkanı olarak seslenişinin temenniyi aşan anlamı olmalı.

Suriye, böylesi kanlı mücadele üzerine iktidarını pekiştirmiş bir Baas Partisi ve onun azınlık mensubu devlet erki, bürokrasi ile yönetiliyor. Katı bir hiyerarşi ve azınlık dayanışmasıyla Baba Esad'dan devraldıkları yöntemle ülkeyi yönetmeye alışmış devlet refleksi hakim.

Beşar Esad, egemen askeri ve bürokratik hiyerarşinin içinden gelmiyor. İngiltere'de tıp eğitim almış, daha dünyaya açık bir kafa yapısına sahip.

Özellikle iktidarının ilk yıllarında ülkesini belli alanlarda dünyaya açmaya, bazı özgürlükleri tanımaya yönelik adımlar attı. Siyasal konularda normalleşme çok uzaktayken, İhvan'la barışma henüz gündemde bile değilken, kişisel alanla sınırlı özgürlüklerin genişletilmesi konusunda başarılı olamadı. Bu yönde attığı her adım derin devletin direnci ile karşılaştı.

Suriye derin devletinin direnci olmasa memlekete ne derece özgürlük getireceği, bu konuda ufkunun nereye kadar açık olduğunu kestirmek zor. Bilinen tek şey günlük hayata dair basit iyileştirmelerde bile devletin demir pençesini çözemedi.

Mısır'daki hareketlerin domino etkisi yaparak Arap ülkelerine yayılma korkusuyla yapılmış açıklamalardan biri olarak geçiştirilen Esad'ın sözleri bu açıdan önemliydi. Tüm "Arap ülkelerini halkın taleplerini karşılamaya ve reformlar gerçekleştirmeye" çağıran açıklamasının daha çok kendi ülkesine yönelik olduğunu düşünüyorum.

Bu şekilde Mısır'daki gelişmeleri göstererek yapmak istediği değişime ikna edici ve zorlayıcı bir gerekçe bulmuş oluyor aynı zamanda muhtemel itirazların önünü peşinen kesmeyi hedeflemiş oluyordu. Yani Beşar Esad bu çağrısıyla kendi derin devletine, belli açılımlara direnen bürokrasi ve askeri hiyerarşiye yönelik bir ihtar niteliğindeydi.

Bakalım Mısır'daki atmosfer Suriye'yi ne kadar etkileyecek? Hem iç dengeleri hem stratejik konumu nedeniyle Mısır'dan sonra anahtar ülkelerden biri Suriye. Sürgündeki yüz binlik siyasi mültecilerin, kimliksiz Kürt nüfusun durumunu iyileştirmeden siyasal barışın gelmesi mümkün olmayacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Akif Emre Arşivi