İmama baklava götürün!

İmama baklava götürün!

İftiradır; kesinlikle inanmadım; güyâ Sayın Kılıçdaroğlu örgütüne diyesiymiş ki: "Camiye gidin, imama çikolata götürün, cami cemaatine zaman ayırın!"


Başladım gülmeye, hayır, CHP'li gençlerin câmide ayrıksı görünmelerinden ötürü ortaya çıkacak garip manzaralardan bahsetmiyorum; elbette CHP bünyesinde alnı secdeli, mü'min pek çok insan var ve onlar elbette cami âdâbını bilirler. Gülerken yere düşmem, Kılıçdaroğlu'na yakıştırılan, "İmama çikolata götürün" tavsiyesinden kaynaklanıyor. Birader iftira atacaksınız bari, daha gerçekçi bir şeyler bulunuz; bir defa imamlarımızın çikolataya bayıldıkları yolundaki önyargı külliyen iftirâdır (Yıllar önce imam ortada görünmediği için bu satırların yazarı üç kişiye Cuma namazı kıldırmak zorunda kalmıştı da oradan bilirim!). İmamlarımız, tatlı söz konusu olunca üst ucu fıstıklı baklavadan başlayan, ortalarda kaymaklı ve cevizli kabak tatlısı ile iktifa edip, o da olmazsa taze olmak kaydıyla un helvası ile yetinen olgun ve yerli bir damak zevkine sahiptir. Çorbayı pek tutmazlar, onu taama mütevazı bir girizgâh addederler; binaenaleyh imamların kalbi CHP'ye ısındırılmak (bkz; Müellefetül kulûb!) isteniyorsa onlara tepside baklava, kazanda tas kebabı, kıymalı börek ve aşırma tenceresiyle has tereyağlı pirinç pilavından müteşekkil bir "mönü"yle yaklaşmak ve yemek bitinceye kadar onları rahatsız etmemek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Öyle çikolata ile, frambuazlı turtayla profiterolle filan iş bağlanmaz; bühtân olduğu buradan belli bir defa!

İşin şakası bir yana, bizim imamlarımız çorbaya, baklavaya, çikolataya tenezzül edecek insanlar değil.

İkinci iddia ise şöyle: Güyâ Kılıçdaroğlu, vaktiyle gençlik kolları başkanını çağırıp, "Tiz Ankara Pursaklar'da başörtülülerle parti çalışması yapın" talimatı vermiş de, "Başörtülü üyelerimiz yok" itirazı üzerine "Şöyle CHP'li 2-3 tane ağzı laf yapan üniversiteli kız öğrenci bul. Bir mağazaya götür başörtü taktır, pardösü giydir. Çalışmayı öyle yapın" deyince başkan "Ama bu ahlâkî değil" karşılığı vermiş. Kılıçdaroğlu da delikanlıyı odasından kovup gençlik kolları başkanlığından da azletmiş. Yok daha neler yahu, yok daha neler!..

Arkadaşlar, CHP'yi yıpratmak için daha "creative" olmalısınız: Meselâ CHP'nin haşarı, yeni ve güzel yüzü Sayın Batum'un, orduyu ima ederek, "Koca bir askeri yıktılar, meğer kağıttan kaplanmış, biz bunu asker zannedermişiz, meğer ABD içini oymuş. O koca ağacı hop diye yıktılar" dediğini ileri sürünüz. İftira böyle olur bence... Böylece ordu ile CHP'nin, CHP ile Süheyl Batum'un, Batum'la Ergenekon sanıklarının arasını açmış olursunuz. Kılıçdaroğlu da her zaman olduğu gibi ifadesiz bir poker yüzüyle (Pokerface) örgütünden yükselen akortsuz sesler hakkında, "Ne?.. Ben böyle bir şey duymadım; arkadaşlar araştırıyor, Parti Meclisi'ne bu konu henüz gelmedi" cinsinden klişe cevaplardan birini vermek zorunda kalır, ortalık karışır, eğleniriz.

Bühtan böyle olur arkadaşlar, yoksa Sayın Kılıçdaroğlu'nun örgütüne, "Camiye gidiniz, cami cemaatine zaman ayırınız, onlar da bizim gibi insandır, bakarsınız dindar yurttaşlardan da oy alırız" diyeceğine kimse inanmaz, çünkü örgüte mensup üyelerin sıkça camiye gitmesi, cemaatle sohbet etmesi, namazdan sonra cami avlusunda imamla, cemaatle dini mübâheselere girişmesi, istenmeyen bazı sonuçlara yol açabilir. Meselâ camide "partisel" çalışma yapan üyelerin bir süre sonra, "Burası iyiymiş, ben daha partiye gelmiyorum; huzuru burada buldum, seneye de Hacc'a yazılacağım inşallah!" demeleri halinde neler olabileceğini düşünebiliyor musunuz?

Türkiye buna hazır mı arkadaşlar, toplum hazır mı, haydi onları boş verin CHP hazır mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi