MHP ve CHP’yi bitirecek isimler
Bu CHP’den adam olmaz diyorum, anlatamıyorum..
El birliğiyle her geçen gün bir çivi daha çakıyorlar güzelim partinin tabutuna.. Bakın mesela Ergenekon sanıkları konusunda hâlâ karar verebilmiş değiller.. Daha komiği bu Ergenekon sanıkları, CHP’yi, C, H ve P olarak üçe ayırırsa tez zamanda, hiç şaşırmayacağım.. Mesela Sezgin Tanrıkulu’na bakın.. Ömrünü Güneydoğu’daki faili meçhul cinayetlerin araştırılması için baskı koymaya adamış, etkide bulunabileceği STK’ların, bu meseleye dikkat çekmeleri için yıllardır emek vermiş olan bir isim.. Peki ya Süheyl Batum? Her fırsatta, Silivri’yi TBMM’ye taşımanın yollarını arıyor.. Şimdi kavga yok gibi görünüyor ama, sadece bu mesele bile kıyametin kopmasını sağlamaya yetecektir.. Bir türlü karar verememiş olmaları nedeniyle, Tuncay Özkan ile Mustafa Balbay da bir seçim kampanyası başlatamıyor bir türlü.. Tuncay Özkan kendi parti teşkilatlarına haber göndermiş; “hazırlıkları başlatın” diye ama, Balbay daha beklemede..
*
Bakın MHP ne güzel koydu tavrını. Yıllarca İsrail Ajanı olarak suçladığı Ümit Özdağ’a ve Balyoz yapılanmasının en tartışmalı isimlerinden biri olan Emekli Korgeneral Engin Alan’a, herkesin gözü önünde taktı rozeti Bahçeli.. Hâlâ daha MHP’nin internet sitesinde, doğru kodlarla yaptığınız bir aramada, bakın Ümit Özdağ için neler yazıyor;
*
- Merkezi ABD’de bulunan RAND Corporation strateji kurumu ile olan ilişkisini,
- ABD’deki Musevi kuruluşu JINSA ile kurduğu yakınlığı,
- İsrail’de bulunan strateji kurumu BESA Center ile olan kuşkulu bağlantısını,
- 1998 yılında ABD’de Washington Kürt Enstitüsünde katıldığı PKK toplantısına kimin davet ettiğini ve kimlerle görüştüğünü,
- 27 Nisan 2000 tarihinde RAND Corporation kontrolünde yapılan Kürdistan Paneline neden katıldığını ve kimlerle birlikte olduğunu,
- “Türk-İsrail Stratejik Ortaklığı” kitabı ile İsrail’e duyduğu özel ilginin nedenini ve kaynağını açıklaması beklenmektedir.” Demek ki buradan, (iyi niyetli bir analizle) Ümit Hoca’nın, Sn.Bahçeli’ye tüm bunları açıklamış olduğu sonucunu çıkarabiliriz)… Gelelim Engin Alan’a.. O konu da tartışmalıydı biliyorsunuz. Sn.Bahçeli, partisini kimseye dokunulmazlık kazandırmak adına kullandırmak istemiyordu. Ama Engin Alan ile ilgili olarak demek ki farklı bir kanaat kullanıyor.. Peki ama acaba Sn.Dr.Devlet Bahçeli iddianamelerde, Engin Alan ile ilgili kısımlardan haberdar mıdır? Alan’ın da yalanlamadığı ancak açıklık getirme gereği duyduğu konuşmaları, iddianameye aynen şöyle yansıdı; ‘Mühim olan iç cephedir. Dış cephedeki yenilgiler, hatalar düzeltilir. Ama iç cephe çökerse ülke çöker’.. “Ne bu şimdi?” diye soranlar için açıklayalım efendim.. Yine iddianameyi referans alarak söylüyorum.. Sonuç itibariyle, sıkıyönetimde kolluk yetkisi tamamen TSK’nın eline geçecek bu plana göre.. Ve sıkıyönetim ilanının ardından, ülkede yönetim siyaseten de cuntanın eline geçecek. Yani “iç cephe” hallolacak, ardından da darbe fiilen gerçekleşmiş olacak..
Peki biz Engin Alan’ı asıl hangi tehdidiyle tanıdık hatırlıyor musunuz? Telefon kayıtlarından, Balyoz planı devreye sokulduğunda atılacak adımları sıralarken söylediği; ‘Liderler toplanmalıdır’ sözüyle geçti derin yapılanmalar tarihimize.. Sanırım Sn.Bahçeli’nin bunlardan haberi yok. Zira o her demeciyle, demokrasiye olan bağlılığını ifade eden bir lider.. Demokrasi dışı, siyaset dışı yollarla iktidar arayanlara partisinin kapılarını açacağını hiç de zannetmiyorum ama.. Demek ki dediğim gibi, iddianameyi okumamış olsa gerek.. Gene Mehmet Haberal’a yer kalmadı.. Ya hu bir güç var, bu kişi ile ilgili yazmamı bir şekilde engelliyor sanki. Gördünüz mü bak. Gene yazamadık. Kalın sağlıcakla..