Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Naylon profesörün kağıttan kaplanı!

Naylon profesörün kağıttan kaplanı!

Encümen-i Dâniş’in parlak yıldızı, DP’nin eylemsiz başkan adayı, anayasasının profesörü, CHP’nin bilmem neyi..

Yıldırak Batum siyaset sahnesini renklendirmeye devam ediyor.


TBMM’yi ergenekon meclisine çevirmek için hamle üstüne hamle yapıyor.


“Silivrinin yoğurdu, seni kimler doğurdu!”


“Seni doğuran siyasetle mi yoğurdu”


Yetmezmiş gibi çocukların cebine harçlık koyup, sokaklara salıyor.


Nihayet, iktidara gelememenin mazereti mahiyetinde bir konuşma yapmış.


Meğer laikliğin anayasaya girişinin 74. Yıldönümü imiş! Asker neden sesini yükseltmiyor makamında, “Koca bir askeri yıktılar, meğer kağıttan kaplanmış, biz bunu asker zannedermişiz, meğer ABD içini oymuş. O koca ağacı hop diye yıktılar” buyurmuş.


Madde bir: Anayasa’ya sadece laiklik girmedi. Senin şimdiki partinin altı oku birden girdi. Devlet sadece laik olmadı, cumhuriyetçi, milliyetçi, devletçi, halkçı ve de inkılapçı oldu.


Madde iki: Oldu da ne oldu?


Bunlar zaten 1928’den beri senin şimdiki partinin ilkeleri idi.


Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’na bunlar girmekle hiçbir şey değişmedi. Çünkü devlet tek parti devleti idi.


Ebedi genel başkan cumhurbaşkanı idi, hali hazır başkan başbakandı, genel sekreter dahiliye vekili idi!


Böyle olduktan sonra ister laik ol, ister dinci!


E, 74 sene sonra anayasa gugukçusu altı ilkeden hatırlaya hatırlaya laikliği hatırlıyor. “Askeriye neden laiklikle ilgili açıklama yapmadı” diye taarruza geçiyor.


Bu bir tahrik taarruzu! Askeri vatan müdafaasından çekelim, siyasette kullanalım!


Tahriki tutar mı?


Tutmasa kendisi için de iyi olur.


Asker milliyetçiliği hatırlayabilir mesela, bu CHP’nin hiç işine gelmez.


Devletçiliği hatırlayabilir, mevcut genel başkan liberallerle, iş çevreleriyle işi pişirmeye çalışırken olmaz!


Ya inkılapçılık? O hiç olmaz. Bu anda yapılacak inkılap, Türkiye’yi bütün tek parti kalıntılarından kurtarmak amaçlı olabilir!


Yıldırak (Süheyl’in türkçesidir, tavsiyem tek parti CHP’si gibi öztürkçeci olmasıdır) milletin gerçek taleplerine cevap veren, tabii bir anayasa asla istemez. Sentetik bir anayasa ister. Referandum sırasında bunu ortaya koydu zaten. Sentetik anayasaya da naylon anayasa profesörleri gerekir!.


Gerçek Teşkilatı esasiye profesörü, merhum Ali Fuat Başgil’di.


Sentetik anayasa profesörü ise, Sıddık Sami. Darbeciler Sıddık Sami başkanlığında anayasa komisyonu kurdular. Ord. Prof. Sıddık Sami darbeci askerlere, “anayasaya ne yazalım?” diye sordu!


Böylece, gerçek anayasa hocalarının yolu kapandı, piyasa da Sıddık Sami, Hüseyin Nahil Kubalı ekolüne kaldı. Mümtaz Soysal’a, Muammer Aksoy’a kaldı.


Bir de kime kaldı?


Üçüncü nesil naylon anayasacı Yıldırak’a!


Naylon anayasacının, kağıttan kaplanı olur!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi