Âlimler, Bediüzzaman’ı anlatıyor
Bediüzzaman, hiçbir beklenti içine girmeksizin, bütün makam ve mevkileri terk ederek, en cebbar, en zalim komutanlara karşı bile hakikati pervasızca söyledi.
Hemen bütün âlimlerin ittifakıyla zamanımızın müceddidi, Bediüzzaman Said Nursî’dir. Yüzlercesinden birkaçını takip edelim:
Şeyhü’l-İslâm Mustafa Sabri: “Bediüzzaman Hadîs ilminde de mahirdi.” 1
Müfessir H. Basri Çantay: “Kardeşim, sizler Üstadın nasıl bir insan olduğunu bilmiyorsunuz. Kimse Üstadla mukayese edilemez. Onun kulağına üfleyen vardı. Onun fiş takacağı yeri vardı. Bizim fiş takacak yerimiz yok.
“Kardeşim, bizler Üstadın sayesinde müellif olduk. Bizler korkumuzdan ne eser yazabiliyorduk ve ne de kimseye anlatabiliyorduk. Üstad Hazretleri Risâle-i Nurları te’lif etmeye başladı; hem Türkiye’de okuma çığırı açtı, hem de hapishanelerde dayak, kelepçe, açlık, susuzluk her zulme tahammül etti. Fakat onun ihlâsı, onun şefkati, onun merhameti, onun tevazuu, onun şecaati ve kahramanlığı her şeye galip geldi.” Ömer Nasuhî Bilmen: “Bütün İstanbul ulemasının takdirlerini kazanmıştı. Ben bizzat birkaç kez sohbetinde bulundum. O dönemde yazdığı bütün makalelerini okudum. Doğrusu ilm-i kelâmda bir tecdit hareketi yaptı. İmanın bütün rükünlerini kemâl-i vuzuhla ortaya koydu. Cenâb-ı Hak bu millet-i İslâmiyeyi sahipsiz bırakmamıştır. Her asırda büyük müçtehitler, müceddidler ve mürşidler göndermiştir. Bediüzzaman da o zatlardan birisidir. O, cebir ve kuvvetin, zulüm ve tahakkümün hükümfermâ olduğu bu devirde gönderilmiştir.”
Ali Rıza Hakses (Diyanet İşleri eski Başk.): “Bütün ilim ve fenleri ezberlemişti. Ona karşı gençliğinde bütün İslâm uleması aciz kaldı.”
Ali Ulvi Kurucu: “Bediüzzaman, kudretli bir ıslahatçı ve harikalar harikası bir pedagog (mürebbî/terbiyeci) ve bir nadire-i fıtrattır.”2
Cemil Meriç: “Said Nursî’yi ve risâlelerini tanımadığım yıllar, ‘bedbahtlık’tır. Ömründe eserlerine nasıl başlamışsa öyle de bitirmiştir. Hiçbir dünya büyüğüne dalkavukluk yapmamıştır. Bu bizim memlekette büyük bir fazilettir. Cemiyette hemen herkes anadan doğma bir dalkavuk olmuş… Yakın tarihimiz tek bir mücahid tanımıştır, o da Said Nursî’dir… Ben Müslüman mütefekkir deyince, celâdetiyle, cihadetiyle, onu tanıdım, başka tanımadım. Hepsi pırt deyince kaçan, firar eden insanlar. Bir tane başka görmedim ki…” 3
Alay Müftüsü Osman Nuri Efendi: “Üstad acaip bir insan. Sizler Risâle-i Nur’u anlayarak okuyun. (...) Sizin Üstadınızda öyle bir deha, öyle bir kabiliyet var ki, dünyadaki devletlerin siyaseti Üstada verilse hepsini idâre eder.” 4
ABD Hartford Üniversitesinden Prof. Dr. İbrahim Abu Rabi: “Risâle-i Nurlar sadece akılcı bir tarz ile yazılmadı, eserlerde İlâhî bir ilhâmın kokusu da alınır. Risâlelerin bu tarz yazılış biçimi, özelliği sâdece Bediüzzaman’da görülür. Bediüzzaman sadece aklını ve zekâsını kullanarak hikmet açısından da meseleye yaklaşmış.” 5
Dipnotlar:
1- Necmeddin Şahiner, Aydınlar Konuşuyor, s. 303.
2- İhsan Kasım Salihî, İslâm Önderlerinden Bediüzzaman Said Nursî ve Eseri, s. 11-12.
3- Şefaattin Deniz/Yeni Asya / 24.02.2007.
4- Şahiner, Aydınlar Konuşuyor, s. 303.
5- Yeni Asya, 25.9.2000; Zaman, 27.9.2000.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.