Alkollü içkilerin içilmesini teşvik edenlerin zaman zaman ‘bilim’e sığındıklarını görüyoruz. Doğrudan doğruya değilse bile, dolaylı olarak “Bu zamanda alkollü içki içmek normaldir” propagandası yaparlar. Bunu da yapmasalar, “Kalp sağlığı için günde bir iki kadeh şarap içmek iyidir” derler. Tabiî ‘kırmızı’sını da ilâve ederek!
Ne yazık ki böyle düşünen bazı ‘tıp uzmanı profesörler’e de rastlamak mümkün. Meselâ bir gazetede yer alan “Bilimin sağlık reçetesi” başlıklı haberde; Oxford Üniversitesi bilim adamlarına dayandırılan açıklamaya göre sağlıklı yaşamak için yapılması gereken tavsiyeler arasında ‘kırmızı şarap’ da sayılmış. Ama hemen ardından “Aynı etki üzüm yiyerek de sağlanabiliyor” notu düşülmüş. (Milliyet, 2 Şubat 2011)
Peki, sağlıklı yaşamak için ‘şarap’la sağlanacağı ileri sürülen ‘etki,’ üzüm yiyerek de sağlanıyorsa, insanlar niçin ‘haram’a teşvik edilir? Ki, son yıllarda yapılan araştırmalar masum gösterilmek istenen ‘şarap’ın masum olmadığını ortaya koymuştur. Hatırlatmak gerekirse, ilgili haber şöyle: “Fransa’da Millî Kanser Enstitüsü’nün ‘Ölçülü miktarda üretilen şarap bile kansere yol açar’ açıklaması, üreticileri ayağa kaldırdı. Enstitünün dahiliye uzmanı doktorlara yönelik hazırladığı ‘Beslenme ve Kanser’ başlıklı broşürlerde, ne kadar az içilirse içilsin, düzenli olarak alınan alkolün her halde kansere yol açabileceği bildirildi. Dağıtılan broşürlerde, günde bir bardak şarabın yüzde 9-168 oranında ağız, gırtlak, boğaz kanserine yol açtığı belirtildi.” (Sabah, 21 Şubat 2009)
Bu gerçekleri görmesi gerekenlerin ‘gözlerini kapamakta’ ısrar etmesi hayret verici bir durum. Türkiye’yi idare edenlerin de duyması gereken bir araştırma daha yapılmış. İngiliz bilimadamları yaptıkları bir araştırma sonucunda alkolün eroinden daha zararlı olduğu sonucuna varmış.
İlgili haber şöyle: “Tıp dergisi Lancet’ta yayımlanan araştırmada 20 uyuşturucu madde, 16 farklı kategoride kullanıcılara ve toplumun geneline verdikleri zararlara göre sınıflandırılıyor. İngiltere hükümetinin uyuşturucu maddeler konusundaki eski başdanışmanı Profesör David Nutt’ın da imzasının bulunduğu makalede, uyuşturucu maddelerin yalnızca kullanıcının bedenine yaptığı zararlar değil, suça itme düzeyi, ekonomiye ve topluma verdiği zararlar da gözönüne alınıyor. Araştırmaya göre, eroin ve metilamfetamin kişinin bedensel sağlığına en çok zarar veren maddeler olmalarına karşın, alkol topluma daha zararlı. Profesör Nutt’ın araştırması, İngiltere hükümetinin zararlı maddeler tasnifine aykırı sonuçlara varıyor. Nutt, BBC’ye yaptığı açıklamada, alkolün en zararlı uyuşturucu madde olarak sınıflandırılmasının en önemli nedeninin, bu maddenin çok yaygın kullanılıyor olması olduğunu da söyledi.” (BBC Türkçe, 2 Kasım 2010)
“Bilim”e dayandığını iddia ederek insanları yanıltmaya çalışanlara itiraz edilmeli. “Şarap”la başlayan “alkollü içki savunuculuğu” her halükârda sona ermeli. Hele hele “uyuşturucudan daha tehlikeli” olduğu araştırma neticesinde ortaya konulan “alkollü içki”lerin “dost” bilinmesi, bildirilmesi ve reklamlarının “büyük gazete”lerde devam etmesi kesinlikle engellenmeli.
Enflasyonu düşürüp de, hükmen “uyuşturucudan daha tehlikeli” olduğu İngiliz bilim adamlarınca ifade edilen “alkollü içki”lerin reklâmlarını durduramayanlar “başarılı” sayılabilir mi?