İran’da açılım kolay mı?
Gül’ün demokrasiyi öven, yöneticilerin halka kulak vermesini tavsiye eden sözleri, Tahran’daki protestocu kitleler tarafından “Gösteri yapmamıza Gül’ün hatırı için izin verildi” diye bir söylentiye yol açmış
PAZARTESİ günü Tahran’da yaşadıklarımız gazeteciler için tam bir kâbustu: Telefonlar kapalı... Hatta SMS mesajları bile çalışmıyor... Faceboook, twitter imkânsız... İnternette Google’a giriyorsunuz... ama mesela BBC’ye çok uğraştım giremedim.
Yazımı e-mail ile gönderdim, ama sonra o da teklemeye başladı.
Sabahtan akşama kadar dilsiz ve sağır bir gazetecilik...
İletişim teknolojisi geri olduğu için değil. İnkılap Meydanı’ndaki protesto gösterilerini kör ve sağır kılmak için... Göstericiler birbirleriyle haberleşip organize olmasınlar diye.
Dünyaya Mısır olayının tekrarı İran’da başlamış gibi yansımasın diye.
Otel yetkililerine çıkıştım, gazetemle haberleşemiyorum diye... “Güvenlik sebebiyledir, geçici bir durum” dediler mahcubiyetle.
TV’lerde tek kelime yok. İzleyebildiğim kadarıyla sadece El Cezire verdi.
Dün telefonlar çalışmaya başladı. Okuduğunuz yazımı sorunsuz geçtim.
‘Olur böyle şeyler’
İran rejimi bu gösterileri küçümsüyor. Heyet halindeki görüşmelerde İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad rahat bir üslupla şunu söylemiş:
- Olur böyle şeyler. İki gün önce de iki milyon İranlı orada toplandı...
Ahmedinejad devrimin 32. yıldönümü için 11 Şubat’ta yapılan devrim yanlısı gösteriyi kastediyor. Bir bakıma haklı, İran’da rejime karşı genel bir kalkışma yok. Ama İran’da bir özgürlük ve muhalefet sorunu var.
Ciddi bir sorun olmasa, bir protesto gösterisi üzerine İran’ın dünyayla bütün iletişim bağlantısı kesilir mi?
Meydandaki protestocu kalabalığı, öyle birkaç bin kişi değildi. Büyük bir kitleydi. Polis, devrim muhafızı ve asker çok sert davrandı. Yolları kesti, üç kişi bir araya gelse dağıtmak için müdahale etti. Çevre dükkânları boşalttı...
Türkiye faktörü
Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Prof. Mustafa İsen ve arkadaşları o sırada bir kitapçıdalar.
Dışarıda bekleyen şoförün ağzını burnunu polisler kırıyor. Durum fark edilince bir grup polis kitapçıya girip, özür diler bir üslupla İsen’e diyorlar ki:
- Size saygımız var, biz de Tayyipçiyiz, burayı hemen boşaltın, sizin güvenliğiniz için.
Bir ölü olduğu ve yüzlerce kişinin tutuklandığı söyleniyor.
Bir söylenti de şu: Türkiye Cumhurbaşkanı Gül’ün TV’lerde yayınlanan ve demokrasiyi öven, yöneticilerin halka kulak vermesini tavsiye eden sözleri, protestocu kitleler tarafından “gösteri yapmamız için Gül’ün hatırına izin verildi” diye bir söylentiye yol açmış.
Gül daima genel ilkelerden bahsetti, somut bir şey demedi; ama algı bu... Demokrasinin ‘bulaşıcılığına’ bir örnek...
Ayrıca yazacağım, dün Gül’le İsfahan’da tarihi yerleri gezdik, Gül halk tarafından alkışlandı.
Farklı bir çağdayız
Akşam yine Cumhurbaşkanı ile gazetecilerin sohbeti... Olanları anlattık, telefonların kesilmesi falan... Gül İran’ın iç durumuna özel olarak değinmedi, “bir ülke için değil genel konuşuyorum” diyerek şunları söyledi:
- Biz sıkıyönetimleri, OHAL’leri denemedik mi? Demokratik Türkiye o dönemlerden daha rahat ve güvenlidir.. .
Cumhurbaşkanı Gül yasaklardan bahsediyor:
-Bütün cumhurbaşkanlarıyla, krallarla, başbakanlarla görüşmelerimde bunu söylüyorum. Farklı bir çağdayız. Çanak anteni yasaklıyorsun, interneti yasaklamak mümkün mü? Telefonu ne kadar kapatabilirsin? Halbuki demokrasi ve özgürlük toplumları rahatlatır, ekonomiyi bile geliştirir.
Sözlerinden sanıyorum ki, Gül bu görüşlerini Ahmedinejad’a da anlatmış...
Gül piyasa ekonomisiyle demokrasi arasındaki ilişkiyi anlatıyor; “kapalı ekonomi, kapalı rejim, geri kalmak” bağlantısını çok güzel ortaya koyuyor:
“Bizim otomotivciler Gümrük Birliği’ne karşı çıkmışlar, batarız diye feryat etmişlerdi. Bugün 20 milyar dolar ihracat yapıyorlar. Bunu İranlılara da anlattım, ‘indirin gümrük duvarlarını’ dedim. Serbest ticaret anlaşması imzalamaya nihayet karar verdik. İki arkadaşımız burada kalacak, teknik hazırlıkları için...”
Gül’ü dinlerken filozof Hayek’i dinler gibi oluyorum; liberal serbest ekonomiyle serbest rejimi uzun süre ayrı tutamazsınız...
Son bir not: Ben İran halkını, İran medeniyetini ve 12 İmam kültürünü severim. Temennim ekonomide başlattıkları serbestleşme adımlarını siyasi özgürlükler konusunda da atmaları ve hızlanmalarıdır; patlama olmadan gelişmeyi başarmalarıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.