İnananlar.. İnanmayanlar..
Takke düştü, kel göründü.. Galatasaray derbinin galibi oldu.. Maç öncesi yazımızda derbiden sağ çıkacak takımın Fenerbahçe olacağını belirtmiştik.. Hatta oran bile vermiştik.. %51 Fener, %49 Galatasaray..
Tabii, biz bu yargıya nereden varmıştık?.. Fenerbahçe, bu sene özellikle derbi maçlarında Galatasaray’dan da, Beşiktaş’tan da, daha iyi bir performans göstermişti.. Şampiyonlar Ligi’nde Avrupa’nın önemli takımları karşısında maça asılması ve kolay gol bulması, bizim böyle düşünmemize sebep olmuştu..
Ama futbol bu!.. Fenerbahçe sezonun belki de en kötü oyununu oynayınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu.. Sanki bu önemli maçın farkında değildi Fener’li futbolcular.. 0ynadıkları silik futbolla Ali Sami Yen Stadı’ndan başarılı bir neticeyle çıkacaklarına inanmıyorlardı.. Bu görüntü maç boyunca devam etti..
Stad fulldu.. Maçı VIP tribününden izledim.. Protokol bu maça hayli ilgi gösterdiğinden dolayı VIP tribünü de tıklım tıklımdı.. Bir ara Fatih Terim’in yanımızdan hışım gibi geçtiğini ve yukarılara doğru çıktığını gördüm.. Sonra anlışıldı ki, Fatih Hoca’nın yerine bir milletvekili oturmuş.. Kendisine de iki sıra geriden yer verilmiş.. Bu duruma içerleyen Fatih Terim de stadı terketmiş.. “Bu hareket kompleksten başka bir şey değil.. Milli Takım hocasıysan baş köşede mi oturman gerekir?.. Tevazu içinde ol ki, bu millet seni daha çok büyütsün ey Fatih Terim!..”
Bu maç, ismi üzerinde dünyanın en büyük derbisi.. Aşırı izdiham var.. Yine de İstanbul Gençlik Spor il Müdürlüğü idarecileri ve stat personeli kimseyi kırmamak için azami gayret sarfettiler.. Ama Fatih Terim, imparator!.. Sıradan kişi değil.. çekti gitti.. Tabii kimsenin umurunda değildi Terim’in gidişi, zira herkes o an sahadaki heyecanla meşguldü..
Dönelim müsabakaya.. Galatasaraylı tribünler geçen yıldan oldukça ders almışlar ki, çirkin tezahürat, ya da sahaya birşeyler atmak gibi olumsuz fiillere başvurmadılar..
Fenerbahçe fevkalâde bozuk görüntüsüyle bile yine de birkaç gol pozisyonu buldu.. Ancak Fener’in kronik rahatsızlığı olan Kezman’ın yine takımına katkı sağlayamaması, Maldonado’nun oyunu iki metre kare içerisinde oynama arsuzu, Zico’nun Kazım’ı sağ kulvarda oynatacağım fantezisiyle Deivid’i sol kulvara hapsetmesi, bu sebeple Vederson’un çizik yemesi ve Uğur Boral’dan solbek üretilmesi, mağlubiyeti getiren faktörlerden sadece birkaçıydı..
Yine, Volkan’ın, amatör liglerde oynayan bir kalecinin bile yapmayacağı hatayı yapması, o topa Edu’nun da sallapati bir biçimde çıkması tek kelimeyle komediydi..
Maldonado için ayrı bir paragraf açmak istiyorum.. Şilili topçu, Santos’ta oynamış.. Şili Milli Takımı’nın kaptanı.. Brezilya futbolunun önemli teknik adamlarından Lüxemburgo’nun göz bebeğiymiş, falan filan.. Hadi ilk oynadığı maçlarda belki alışma zorluğu oldu, belki yorgunluğu üzerinden atamadı dedik.. Ancak, Maldonado hep aynı.. Topu kesiyor, önündeki adama topu veriyor.. 0yunu birkaç metre içerisinde oynuyor.. Genişleme yok.. Ters yöne bir kontra top çıkartayım, düşüncesi yok.. Topu alıp dikine delme oparasyonu hele hiç yok.. Kezman, Fener’i 10 kişi bırakıyor, Maldonado’da bu oyun stiliyle sayıyı 9’a indiriyor.. Evet, Maldonado gibi topçuları, bırakın Süper Lig’i, 2. Lig’de bile bolca bulabilirsiniz.. Bu transferi kim yapmış?.. Fener’i kim kazıklamış?.. Yazık!..
Galatasaray’ın galibiyetini elbette Fenerbahçelilerin tamamen kötü ve isteksiz oyununa bağlamıyoruz.. Attığımız başlıkta aslında ne yazmak istediğimizi iki kelimeyle belirttik..
“İnananlar ve inanmayanlar..”
0lay bu..
Galatasaray oyunun ilk dakikasından son dakikasına kadar bu maçı almanın hesabı içindeydi.. Ve inanmışlardı..
çok koştu Galatasaraylı futbolcular.. çok çalıştılar..
Aşırı presli oynayıp Fenerbahçeli yıldızlara geniş alan bırakmadılar..
Bunlara Zico’nun kadro yanlışı da eklenince, Fenerbahçe kaybetti..
Şimdi ne olur?..
Fenerbahçe’nin elinde tuttuğu avantajını büyük ölçüde Galatasaray’a kaptırdığı aşikâr!.. Galatasaray 3 puan öne geçti.. Fakat ikili averaj hâlâ Fenerbahçe’de.. Galatasaray’ın bu hafta sonu Sivasspor’la “olmak ya da olmamak” maçı var.. Sivas’a mutlaka galibiyet gerekiyor.. Sivasspor şampiyon olmak, en kötü ihtimalle 2. olup Şampiyonlar Ligi’ne katılmak için bu maça sonuna kadar asılacak!.. Galatasaray’a ise beraberlik yetiyor.. Sivasspor’un yalnız bir dezavantajı var.. Böyle üst seviye maçları kaldıramıyor.. Geçen yıl da aynıydı.. Bu sene de biliyorsunuz Fener’e ve Beşiktaş’a kaybettiler.. Ancak bu demek değildir ki, Galatasaray’a yenilecekler..
Puan cetvelindeki yerinde bana göre en çok payı olan ümit Karan gibi bir golcüsünün de çift sarı karttan dolayı Sivas’ta oynayamayacak olması Galatasaray’ın eksisi..
Peki; moralsiz Fenerbahçe, Kadıköy’de Gençlerbirliği’ni yenebilecek mi?.. Gençlerbirliği şu an tam kurtulmuş sayılmaz.. İster misiniz Fener’e bir sürpriz yapsın!.. 0lmaz mı?.. Bal gibi olur.. Futbolda nelere şahit olduk.. Bu maç da Fener için dönüm noktası..
Ya Sivas?.. İşi bu raddeye getirdikten sonra niçin şampiyonluk ipini göğüslemesin..
Netice itibariyle, şu anki fotoğraf son iki haftada herşeyin değişebileceğini gösteriyor..
Galatarasay’ın avantajlı olduğu kesin!..
Amma velâkin durum ters yüz de olabilir..