Zor dostum zor...
Tunus'la ilgili fikir beyan etmek ve halkın tepkisi sonrası memleketi terk eden Bin Ali ile alakalı yorum yapmak kolaydı.
Mısır'la ve Hüsnü Mübarek'le alakalı olarak da öyle...
Ancak Libya ve Muammer Kaddafi söz konusu olduğu zaman, iş değişiyor gibi...
Tunus ve Mısır halkı ile ülkemiz halkı arasında bir sevgi bağı olduğu açık bir gerçek olsa da, özellikle yakın tarihte yaşananlar gözden geçirildiğinde, ilişkilerde pek bir sıcaklık ya da gerektiği kadar derinlik olmadığını söyleyebiliriz.
Diktatörler tarafından yönetilen ve tam bir talan ekonomisi uygulanan bu iki ülkeyle ülkemiz arasındaki ilişkiler, tabir caizse, biraz sıradan ilişkilerdi ve yönetimin tepe noktalarında bulunan insanlara karşı insanımızın bakışları da tam manasıyla negatifti...
Ancak Libya, nasıl söyleyelim, her nedense daha farklı bir ülke...
Her iki ülkeden daha uzak olsa da, yakın tarih hatırlandığında, yüreğimizin daha bir sıcak çarpmasına sebep olan bir ülke Libya.
Özellikle ekonomik ilişkilerin, ülkemiz müteahhitlerinin bu ülkede ciddi ihaleler alması dolayısıyla hakikaten çok sayıda işçimizin bu ülkede bulunuyor olmasının, bu sıcaklıkta payı vardır elbette...
Ancak esas sıcaklığın, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında, tamamen yalnız başına kalmış bir ülke konumunda bulunan Türkiye'ye hesapsızca uzatılan dost elinden kaynaklandığını, rahatlıkla söyleyebiliriz...
Kardeşlerine uzanan ellerin sahiplerine dersini vermek için emperyalist güçlere rağmen Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştirmeye soyunan Türkiye, benzeri az görülebilecek bir ambargo ile karşılaşmış ve para vererek satın aldığı silah ve malzemeyi bile kullanamaz hale getirilmek istenmişti...
Askeri uçaklar için lastik bulmakta bile zorluk çekilen o günlerde, Türkiye açısından sadece iki dost ülke olduğu ortaya çıkmıştı: Pakistan ve Libya!..
Libya Lideri Muammer Kaddafi, normal şartlar altında tam bir çılgınlık olarak değerlendirilebilecek bir hareketle, uçak hangarlarını Türkiye'ye açmış ve gereken her türlü yedek parça temini yanında, gerekirse uçaklarını bile kullanabileceğimizi belirtmişti...
İşte galiba tam da bu sebeple, Libya'da yaşanmakta olanlar üzerine yorum yapmak, Tunus ve Mısır'da olduğu kadar kolay değil.
Hemen belirtmekte fayda var: Eninde sonunda kendisi de bir diktatör olan ve ülkesini demir yumrukla yöneten Muammer Kaddafi rejimine karşı yürütülen protesto gösterilerinin yanlış olduğunu ve Libyalıların hata yaptığını söylemeye filan çalıştığımız yok.
Hele, göstericilere karşı takınılan tavır ve paralı askerlerin halkın üzerine salınması gibi olaylar, hakikaten insanının kanını dondurucu şeyler...
Libya'daki gelişmelerle alakalı genel 'tutukluk' hali, orada olup bitenlere bir türlü inanamamak ve Libya'daki gelişmelerin çok daha değişik olmasını ümit etmeyle alakalı bir durum sadece...
Gerektiği anda hoşa gidebilecek çılgınlıklar yapabilen birisi olan Kaddafi'nin, tıpkı vaktiyle kamyon şoförlerinin vergilerden şikayetle gösteri yaptıklarında yönetimi bırakarak çöle çekilmeye karar vermesi gibi; böylesine kanlı olaylara gerek kalmadan çekilmesi gerekirdi diye düşünüyor insan...
Ancak anlaşılıyor ki, güç insanın gözlerini kör edebiliyor ve bazen hoşa giden hareketler yapıyor olsalar da, diktatör ve çevresindekiler, ayakta kalabilmek için son derecede yanlış hareketler de yapabiliyor...
Umarız, kardeş kanı dökülmesi bir an evvel sona erer ve Libya'da sağduyu hakim olur...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.