Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Bankalarda biriken altın 2,5 Milyar TL’ye yaklaştı

Bankalarda biriken altın 2,5 Milyar TL’ye yaklaştı

Bankalar 2010 yılına ait bağımsız denetim raporlarını açıklamaya başladılar. Raporlarda en dikkat çekici husus bilanço dipnotlarından görülebileceği gibi kıymetli madenler kalemi. 2007 sonunda Katılım Bankaları dâhil sektördeki tüm bankalarda 164 milyon TL’lik altın varken, 2008 sonunda bu rakam 355 milyon TL’ye, 2009 sonunda 1 milyar 220 Milyon TL’ye, geçtiğimiz yılsonu itibarıyla ise tam 2 milyar 400 milyon TL’ye dayandı. Genel olarak kabul görmüş ülkelerin para birimlerine olan güvensizlik, zaman zaman bu güvensizliğin tavan yapması altına talebi sürekli arttırmakta. Altın analistlerine bakılırsa bu talebin içinde bulunduğumuz yılda da artarak devam etmesi öngörülüyor.
Bankalarda biriken altın miktarının artması sevindirici. Kıymetli maden hesapları sisteminin olmadığı bir ortamda bugün bu hesaplardaki 2,5 milyar TL’lik birikimin en azından bir kısmı muhtemelen kayıt dışı olarak “yastık altı” tabir ettiğimiz şekilde değerlendirilecekti. Gelişmekte olan ülkelerin önündeki en büyük engel olan kayıt dışılık açısından sevindirici bir gelişme.
Bankalardaki 2,5 milyar TL’lik altının yaklaşık %85’i sadece şu bankalarda: Halk Bankası, Garanti Bankası, Yapı Kredi, İş Bankası ve Kuveyt Türk. Tasarrufa imkânı olup tercihini altından yana kullanan kişilerin bankalardaki altın hesapları tercih etmelerinin birçok nedeni var. Daha önceki bir yazımızda kısmen değindiğimiz bu avantajların en başta geleni güvenlik. Evde fiziki altın muhafaza etmenin riskleri herkesçe malum. Kaydi altın alarak güvenli bir ortamda altınların muhafazası, yatırımcıların tercih nedenlerinin en başında gelen sebeplerden biri. Altın alım satım fiyatları arasındaki farkın çok düşük olması da bu hesapların tercih edilme sebepleri arasında başlarda geliyor. Bankadan bankaya değişmekle birlikte bu fark 1 gram altında 50 Kuruşa kadar düşebiliyor. Altın Borsasında muhafaza edilen bu altınlar saf külçe altın olduğu için her hangi bir işçilik maliyeti söz konusu değil. Alım satımlardaki farkın bu kadar az olmasındaki temel etkenlerden en önemlisi de bu. Devletin mevduata verdiği güvencenin altın hesapları da kapsaması bu hesaplar hakkında oluşabilecek güven hakkındaki soruları da gideriyor. Fiyat dalgalanmalarında internet sitesinden yahut telefonla anında satış ve altının değer artışından kaynaklanan kazançların vergiden muaf olması tasarruf sahiplerini cezbeden diğer önemli faktörler.
Bu hesaplar için en dikkat edilmesi gereken şey ise bankaların “hesap işletim ücreti”, “kıymetli maden portföy değerlendirme komisyonu” vb isimler altında yapabilecekleri kesintiler. Altın hesap açtırmadan önce ne isim altında olursa olsun kıymetli maden hesaplarından hiçbir kesinti yapılmayacağı hakkında taahhüt alınmalıdır. “Emtia Yılı” olması beklenen içinde bulunduğumuz bu yılda altına tasarruf etmeyi planlayanlar için kısa ama önemli bilgiler… Son dört yıldaki performansına bakılırsa -fiyat artışı faktörünü de göz önüne alarak- 2011 sonunda bankalarda biriken altının 5 milyar TL’lik bir değere ulaşması sürpriz olmayacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Deniz Arşivi