Ersoy Dede

Ersoy Dede

Sarkozy neden Türk düşmanı?

Sarkozy neden Türk düşmanı?

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin Ankara ziyareti sinirleri yeniden gerdi. Gözümüzün içine baka baka nefret kustu. Ancak biz Anadolu konukseverliğinin gereğini yaptık ve burnunun ortasına yumruk atmadık. En sert tepkimiz, onu uğurlarken belediye başkanımızın çiklet çiğnemesiydi. O da özgün bir tepki değil ancak Sarkozy’ye bir tür misillemeydi. Dedim ya, daha sert bir tepkiyi hak etmişti ancak, biz vermedik. Peki hiç merak ettiniz mi, “Sarkozy’nin bu Türk düşmanlığı nereden geliyor?” Bazı uluslararası ilişkiler uzmanları hemen beni düzeltmek isteyecektir; “Efendim bu bir Türk düşmanlığı değil, iç politikaya dönük bilmemne” diye.. Hayır efendiler. Bu açıkça Türk düşmanlığıdır. Ve bu düşmanlığın altında bir kuyruk acısı yatmaktadır. Hem de çok eskiye dayanan.. Nicholas Sarkozy Macaristan göçmenidir. Ve babası Macardır. Ailesi, Fransa’ya 2. Dünya Savaşı döneminde göç etmiştir. Macar tarihçi Sandor Mosony’ye göre Sarkozy’ler, Osmanlılara karşı savaşan 2. Ferdinand döneminde, Macar Kralı tarafından, asalet ünvanı ve şövalye armasıyla ödüllendirilen bir aileydi. (1628 yılında) Mosony, Sarkozylerin Macaristan’daki köyü Allatyan’da bir şato sahibi de olduklarını, Sarkozylere ait şatonun 2. Dünya Savaşı’ndan sonra komünistler tarafından devletleştirilerek yıkıldığını açıklamıştı. Gelelim tarihin derinliklerinde yatan önemli ayrıntıya.. Türk düşmanlığı Macar Kralı tarafından mükafatlandırılan Sarkozy’lerin kuyruk acısına.. 2. Ferdinand’ın asalet ünvanı ile ödüllendirdiği Sarkozy’nin dedesi, Osmanlı tarafından asılmıştı. İşte aileden yıllar boyu çıkmayan acının kaynağındaki öykü.. Bu baba tarafından Sarkozy’nin öyküsü.. Çok kısa, anne tarafından Sarkozy’yi de anlatıp, kafanızı allak-bullak edelim.. Fransız tarihçi ve filozof Olivier Chartier, bir makalesinde, Sarkozy’nin anne tarafının “Osmanlı torunu” olduğunu söylüyor.. Sarkozy’nin anne tarafından olan dedesi Benedict Mallah’ın, Osmanlıların kucak açtığı Sefarad Yahudilerinden olduğunu savunan Chartier, dedesinin kuzeni olan Ascher Mallah’ın da 1900’de Galatasaray Lisesi’nden mezun olduğunu yazdı. Dolayısıyla, Sarkozy’nin bugün reddettiği topraklar, bir dönem ailesinin de sığındığı topraklar.. Bugünün Fransa’sına bakarak anlamaya çalıştığımız Sarkozy’yi bir de tarihin penceresinden bakıp değerlendirdiğimizde, tablo değişiyor mu?
İZZETTİN DOĞAN VE CEM VAKFI
Geçen Çarşamba bu sütunda, Cem Vakfı’nı anlatırken verdiğimiz bazı veriler üzerine İzzettin Doğan aradı. Son derece nazik bir üslupla bazı düzeltmeler yapmamızı istedi. Bizim için kişinin beyanı esas olduğundan, yazıdaki, “yanlış” olduğunu söylediği yerleri hemen düzeltelim. Mesela biz yazıda; “12 Eylül 1980 darbesini yapan generaller tarafından kurulan MDP’den milletvekili adayıydı..” demiştik. Oysa Sn.Doğan, bu bilgiyi; “MDP’den milletvekili adayı değildim. Bizzat kurucuları arasındaydım. Sonra bana söz verdikleri sivil demokrasiye geçemeyeceklerini anladığımda yollarımı ayırdım” diye düzeltti.. Bir de ek bir bilgi, Doğan’ı MDP’nin kurucuları arasına sokan isim ise Bülent Ulusu’nun bizzat kendisi imiş. Kendi beyanına göre, bu görevi, darbecilere hizmet olsun diye değil, sivilleşmeye katkı olsun diye yapmış. Sn.Doğan’ın düzeltmek istediği bir başka bilgi ise Soner Yalçın’ın Cem Tv ile ilgisi üzerine.. Biz, Soner Yalçın için; “Murat Ongun’u kanala tavsiye eden kişi” demiştik. Bu konudaki bilginin kaynağı ise bizzat Soner Yalçın.. Zira ilk sorgudan sonra, Yalçın’ın aynı zamanda eski eşi de olan avukatı Feza Yalçın; “Soner’e, ‘neden Murat Ongun’u Cem Tv’ye önerdin’ diye sorulmuş” diyerek hem savcının sözlerini nakletmiş hem de teorik olarak bu duruma itiraz etmemişti. Sn. Doğan ise, tavsiyenin Soner Yalçın’dan gelmediğini ancak Soner Yalçın’ın Murat Ongun’u kanalda bizzat ziyaret ettiğini hatırladığını söyledi bize. Kalın sağlıcakla.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi