İki ölüm bir devir
Tu as le plus beau tempérament dramatique de l’après-guerre!” demişdi Jean Cocteau ona birgün: “Sen savaş sonrasının en güzel sahne harâretine sâhibsin!”
O zamanlar henüz beyazperde aşkını keşfetmemişdi ve yarıda bırakdığı hemşîrelik okulundan Comédie Française’e yatay geçiş yapmışdı.
Annie Suzanne Girardot 28 Şubat 2011 Pazartesi günü zamânın dışına kaydı.
Onun gözlerine bir kere yakından bakan artık ömrü oldukça bir daha kolay kolay başka kadın gözlerinden etkilenemezdi. Luchino Visconti yönetiminde Alain Delon ve Renato Salvatori ile berâber çevirdiği “Rocco et ses frères” (Rocco ve Birâderleri, 1960) filminde Fâhişe Nadia’yı canlandırır. İki erkek kardeşden daha küçüğü olan Alain Delon ağabeyi lehine Nadia’dan vazgeçmesine rağmen bir kıskançlık nöbetine tutulan Salvatori, aşağılamalarına dayanamayarak Nadia’yı bıçakladıkdan sonra, adamın kollarında ağır ağır yere düşerken bile o gözlerde öyle bir istihfaf vardır ki, bunu oynamak için hep bir Annie Girardot olmak gerekir diye düşünmüşümdür. Bir istihfaf... Tâ ki ölüm o gözlerdeki son parıltıyı söndürene kadar...
Annie Girardot sinema târihine “film noir” yâhut “série noire” olarak geçen tür için yaratılmış bir aktrisdir âdetâ. Ama ilk filmi, “comédie boulevardière” denilen bulvar komedisi tarzındaki “Treize à table” (Sofrada Onüç Kişi, 1956) adlı filmdir ki o yıllar bizim efsânevî “Küçük Sahne”de de o Âsuman Başaran’lı Mücap Ofluoğlu’lu Erol Günaydın’lı, Sadri Alışık’lı, Münir Özkul’lu kadroyla temsîl edilmişdi. Girardot gerçi bu ilk filminden sonra da komedi tarzı oyunlarda rol aldı ama bunlar tâbir câizse “kaçamak” gibi birşeylerdi. Zâten Girardot asıl şöhret yoluna bence yine aynı yıl çevirdiği ve Jean Gabin’le berâber oynadığı “Maigret tend un piège” (Maigret Bir Tuzak Kuruyor) filmiyle çıkmışdır. Bu film gerçi “kara seri”ye örnek teşkîl edemez ama ne de olsa bir polisiyedir. Bir köprü...
Ama o ilâhî ve zulmet dolu gözlerin en unutulmaz olduğu filmlerden biri André Cayatte yönetimindeki “Mourir d’aimer” (Aşkdan Ölmek, 1970) ise bir diğeri de Claude Lelouch yönetiminde Yves Montand’la birlikde çevirdiği “Vivre pour vivre” (Yaşamak İçin Yaşamak, 1967)’dir.
Annie Girardot evvelki gün Alzheimer hastalığından öldü.
“Je sais si j’ai manqué au cinéma, mais le cinéma m’a manqué énormement.” demişdi kısa süre önce: “Sinema benim eksikliğimi hissetdi mi bilmem, ama ben sinemanın eksikliğini fenâ halde hissetdim.”
Ben ise sizin eksikliğinizi, Madame!
***
Annie Girardot’dan sonra Jane Russell’i yazmak zor geliyor ama mecbûrum, çünki o da aynı devrin bir başka cebhesini teşkîl ediyordu.
Yine 28 Şubat Pazartesi günü 89 yaşında hayâta vedâ eden Jane Russell bir “Seks Bombası” yâhut “Meme Mûcizesi” kavramıyla özdeşleştirilir.
Bana hiç bir şey ifâde etmedi ama bence ikisi bir devri tamamlıyordu ve berâberce kapadılar.