Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyareti önemli idi. Araya Merhum Erbakan girdi, gecikmeli yazıyorum. Başbakanımız’ın gene önem arz eden Brüksel ziyareti ise cenaze dolayısıyla İstanbul’a gelmesi sebebiyle ertelendi.
Almanya, dış ticaret hacminde en yoğun olduğumuz ülkedir. Dünyanın 4. büyük ekonomik gücü ve NATO müttefikimizdir. Hattâ Türkiye 1952’de NATO’ya girdiği halde Federal Almanya 1955’te üye yapıldı. Son yılında bulunan ve tekrar seçilmesi zayıf görünen Hristiyan Demokrat Parti lideri Prof. Angela Merkel Hanım, türkofob’dur. Yeni Türk karşıtı... Avrupa’nın ve öz ülkesinin yüksek menfaatlerini pas geçecek derecede türkofobi illetinin pençesine düştü. Bolivya’ya vize muafiyeti tanıyıp, 20 yıllık gümrük birliği ortağı Türkiye’yi oyalamak ne mene derin politikadır?
Sayın Başbakanımız, bu hususu tekrar vurguladı. Şimdi muhalefette bulunan eski şansölye Gerhard Schröder, Erdoğan’la görüşmesinde, başbakan iken nasıl Türkiye’nin AB üyeliğini savundu ise, Sosyal Demokrat Parti lideri olarak bugün de savunduğunu söyledi. Acaba Schröder, Almanya’nın yüksek menfaatlerine aykırı mı davranıyor?
Fransa yarıbaşkan cumhurbaşkanı Sarkozy’nin tutumu, Merkel’den bile berbattır. Osmanlı tab’ası bir ailenin çocuğu olmasını, kompleks hâline getirdi. O da iktidarının son yılında. Tekrar seçilmek için yırtınıyor. Schröder, Merkel’i “Almanya kendi çıkarı için Türkiye’nin AB avukatlığını üstlenmeli, tam üyelik yerine hiçbir şey ifade etmeyen imtiyazlı ortaklık teklifinden vaz geçmeli” diye uyardı.
Nicolas Sarkozy’yi de eski Finlandiya cumhurbaşkanı Nobel Barış ödüllü Martti Ahsisaari ikaz etti: “Türkiye her devirde Avrupa’nın tabii bir parçasıdır. Sarkozy’yi anlayamıyorum. Dinî bakımdan Türkiye’yi dışlamak istiyorsa, ben bir Hristiyan klubüne ait olmak istemem” dedi.
Başka ne desin ki? Ama Sarkozy, Fransa’ya akın edip Fransız işçisinin ekmeğine ortak olacağımız saplantısı ile, çok vatandaşını kandırdı. Türkiye’deki Fransız yatırımının muazzam hacmini bile düşünmedi. Fransa’da Türk nüfusunun Ermeniler’i geçmesinden de korkuyor. Akıl hocası Deveciyan onu bu korku ile etkilemiş görünüyor.