Türkiye'yi PKK Bölmez, Ama Darbeler Böler
Son elli yılımız kurtarıcıların pençesinde kıvranmakla geçti.Her on yılda bir, millete savaş ilanı anlamına gelen darbelere muhatap olduk.Normal dönemlerde bile askerlerin bir siyasi parti gibi davrandığı, her gün demeç verdiği, askerlik mesleği dışında her işle uğraştığı durumlara şahit olduk.
Her zaman, bizim görmediğimiz ama kurtarıcılarımızın gördüğü düşmanlarımız oldu.Biz uyurken ya Cumhuriyetimiz, ya da Laikliğimiz tehlikeye düşmüş, kurtarıcılarımız tam zamanında yetişerek Cumhuriyetimizi, yani bizi kurtarmıştı.
Cumhuriyet kurulduktan sonra nedense dışarıdan hiç düşmanımız, içeride hiç dostumuz olmadı.
Yani tüm düşmanlar içerideydi.
Memleketi korumak için memlekette kim varsa sırayla hepsine düşman olduk.
Kah mahallelimize, kah kapı komşumuza, kah okul arkadaşımıza, akrabamıza kısacası herkese…
Düşman ilan edilmedik kimse kalmadı ama ülke bir türlü kurtulamadı.
Kurtulsun diye incitmediğimiz insan,acıtmadığımız yürek, kırmadığımız kol, kesmediğimiz baş kalmadı.
Hep kendimizle boğuştuk, kendi insanımızda düşman aradık.
Sonunda vura, vura, eze, eze muradımıza erdik.Kendi insanımızı kendimizden kopardık.Bugün uğraştığımız, boğuştuğumuz her ne var ise bize darbelerin hediyesidir.
Ermeni tehciri 20. yüzyılın ilk darbesi olan Abdülhamit’i hal eden ittihatçı darbenin hediyesidir.
Kürt meselesinin bu noktaya gelmesi, Kürtçe konuşmayı yasaklayan, Diyarbakır ceza evini bir işkence haneye çevirerek ülke çocuklarını kinle doldurup terör örgütünün kucağına atan 12 Eylül darbesinin hediyesidir.
Türban meselesi –Suriye tipi-bir darbe yapmak için yola çıkan, bu maksatla her türlü dini tezahüre düşmanca bakan 28 Şubat’ın bir hediyesidir.
Her darbe bize içinden çıkılmaz sorunlar bırakmıştır.
Bugün kronikleşen,bizi yoran,milli varlığımızı tehdit eden her sorun bir darbenin tortusudur.
Bu ülkeyi PKK veya başka bir terör örgütü bölemez.
Nitekim, PKK terörü milli değerlere bağlılığı artırmış, milli hassasiyetleri yükseltmiştir..Toplum, her terör olayında biraz daha bilinçlenmiş, biraz daha kenetlenmiştir.PKK terörü uyuyan milli şuuru uyandırmaya, milli refleksleri harekete geçirmeye yaramıştır.
Ama aynı şeyi darbeler için söylemek mümkün değil.
Her darbe toplumu biraz daha dağıtmış, problemlerimizi biraz daha içinden çıkılamaz hale getirmiştir..Milletçe boğuştuğumuz üç büyük meselenin üçü de darbelerin çocuğudur.
Hukuk kisvesine bürünmüş son darbe ise, bütün bu sorunlara,hepsinden daha büyük, yeni bir sorun eklemiştir;yargıya güvensizlik…Bu sorunla birlikte toplum geleceğe dair umutlarını kaybetmiştir.
Yargıya güvenmemek, devlete, dolayısıyla bir arada yaşamaya inanmamak demektir.Her darbe, toplumun bir dikişini patlattı, son yargı darbesi ile birlikte kalan dikişler de patladı..Bu dikişler çok kısa zamanda dikilmediği takdirde .Türkiye’yi zor günler bekliyor…