‘Azgın Teke’nin Çırağı
Hüseyin üzmez hakkındaki iddialar, gerçek ya da değil, hepimizi derinden üzmüştür.
Ancak, bizleri şaşırtan bir husus var ki; o da ‘pornoculuktan’ mahkum olmuş Aydın Doğan medyası ve yazarlarının birden bire ‘ahlakçı’ kesilmeleridir. Bu aslında sevindirici bir durum. Zira, şimdiye kadar ‘ahlaksızlık’ propagandası (halen yapıyorlar) yapan bir medyanın ‘ahlak’ dersi vermesi, bizleri az da olsa umutlandırmaktadır.
Peki durum gerçekten böyle mi? Gerçekten Aydın Doğan medyası ve yazarları, ‘Azgın teke’ diye manşet atabilecek kadar ‘ahlaklı’ mı? Hükümetin iki yıl öncesinde zinayı suç sayma girişimlerine en büyük muhalefet Aydın Doğan medyasından gelmişti. Aydın Doğan’ın gazeteleri için ‘cinsellik’ küçük yaşlarda öğretilmeli hatta yaşanmalıdır. ‘Ahlaklı’ medya patronumuz Aydın Doğan, bir keresinde arka sayfa güzeline ne kadar önem verdiğine dair sözler sarf etmişti. Aslında Aydın Doğan’ın ‘ahlaklılığını’ anlatmak için bu kadar ileriye gitmeye gerek yok. Bilen biliyor. Biz başka bir konuya dönelim.
Bu medya patronumuzun en büyük gazetesinde yazan bir yazar var. Bir dönem Kanal 7’nin haber spikerliğini yapan Ahmet Hakan Coşkun, bizlere yabancı bir isim değil. Bu adamın yazdığı yazıları dikkatle okuyorum ve bazen yazılarına hak veriyorum. Yazdığı bazı yazılara katılsam da, bu adamın ne derece ‘kirli’ ve ‘iki yüzlü’ biri olduğunu düşünmeme engel değildir. Dün, Hüseyin üzmez olayından dolayı güya ‘İslami’ basını eleştirmişti Coşkun. ‘Müstahaksınız’ başlığıyla yazdığı yazısında, Vakit ve diğer gazetelerin tutumunu ağır bir şekilde eleştirmiş ve “Kendisini "İslam'ın ve Müslümanların gür sesi / Káfirlerin korkulu rüyası" olarak takdim eden bir gazetenin önemli bir yazarı, 14 yaşındaki bir kıza tecavüz ettiği iddiasıyla gözaltına alınacak, üstelik çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanacak...
Ve bu olay memleketin bazı gazetelerinde "haber" bile olmayacak…Olacak şey mi bu?.” diyordu Ahmet Hakan Coşkun.
öncelikle Ahmet Hakan’a şunu söyleyeyim. Gerek Vakit gazetesi, gerek Vakit yazarları bu konuyu kaç gündür işliyorlar ve ‘Bizden biri de olsa eğer böyle bir şey yapmışsa, bizim için bitmiştir’ mesajı verdiler. Vakit gazetesini bu konudaki tavrından dolayı tebrik etmek lazım.
Peki ya Ahmet Hakan Coşkun’a ne demeli? Evet ortada 78 yaşındaki bir adam ve 14 yaşındaki bir kız çocuğuyla ilgili iddialar var. üzmez’le ilgili iddiaların ertesinde ‘Azgın Teke’ manşeti atmıştı Hürriyet gazetesi, üzmez’in yaşına göndermede bulunarak.
Peki Ahmet Hakan, Ali Kırca’nın porno videosu ortaya çıktığında neden bu şekilde bir tepki vermedin. Bugünkü verdiğin tepkiyi yanlış bulmuyorum, sadece bu tepkinin ‘iki yüzlü’ bir durumu ortaya çıkardığını söylemek istiyorum. Ali Kırca 60 yaşında. Yaşıtı Ertuğrul özkök dede olmuş. Yani Ali Kırca’yı da dede olarak görebiliriz. Kırca, kendisinden en az 30 yaş daha küçük bir kadınla otel odasında basılmıştı. Basılmıştı derken, video görüntüleri ortaya çıkmıştı. Yani Ali Kırca, 30 yaşındayken, otel odasına attığı kadın daha yeni doğuyordu.
Sen ki bu kadar ‘dürüst’ geçiniyorsun Ahmet Hakan, neden babası yaşındaki bir adamın bu uygunsuz durumunu yazmıyorsun. Hadi diyelim ki yazmadın. Peki ya Kırca’ya bu olaydan dolayı bir şekildeki hayranlığına ne demeli? Ahmet Hakan’ın 13 Nisan 2008 tarihinde ulusalcıların mitingine katılan ve kaçakçılıktan mahkum olmuş ‘Gönül Ana’ lakaplı kadın için yazdığı yazıda ‘Gönül Ana’yı Ali Kırca’nın keşfettiğini yazarken, şu satırlarla da Kırca’ya olan hayranlığını bildiriyordu: “28 Şubat günlerindeydik...
Henüz "internet" gelişmediğinden...
Ali Kırca ustamızın, başka alanlardaki performansı hakkında bir fikir sahibi değildik...” Bu satırlarda ustası Ali Kırca’nın diğer alanlardaki performansından haber değildik dediği olay ise Kırca’nın porno videosuydu.
Hürriyet’in üzmez için attığı ‘Azgın Teke’ manşetini pekala Ali Kırca için de düşünebiliriz. Ali Kırca’yı ‘azgın teke’ olarak nitelendirirsek, O’na olan hayranlığını gizlemeyen Ahmet Hakan Coşkun da ‘ustası’nın çırağı ya da tekenin yavrusu olur herhalde.
Coşkun’un ‘iki yüzlü’ tavrı sadece ‘ustası’ Ali Kırca ile sınırlı değil. Belki yüzlerce örnek gösterilebilir. Yine geçtiğimiz günlerde Tekbir Giyim’in sahibi hakkında yazdığı yazıdaki sözleri de Coşkun’un ‘iki yüzlülüğünü’ ortaya koyuyor. Tekbir Giyim’in sahibini birden fazla eşe sahip olduğu için aşağılayan ve ‘fantezi yapıyor’ diyen Coşkun, acaba Hürriyet’in arka sayfa güzeline büyük önem veren patronu Doğan’ın fantezi yaptığını da yazacak mı? Ertesi gün kapı dışarı edilir öyle bir şey yaparsa. öyle ya, yaşını başını almış Gümüşhaneli bir iş adamı, medya patronu, çıplak kadınlardan bahsediyor. Olacak iş mi bu Ahmet Hakan? Patronun acaba bu arka sayfa güzellerine bakarak ne tür fanteziler yapıyor dersin? Onu da yazsan da biz de öğrensek. Ama nerde o yürek sende.
Kanal 7’den kendi isteğiyle ayrıldığını söylüyor Ahmet Hakan. Belki doğrudur ama kanal yönetiminin de Ahmet Hakan’dan o dönemde büyük rahatsızlık duyduğu herkesin malumuydu. Ahmet Hakan Coşkun’un kadın çalışanlara ve muhabirlere attığı ‘uygunsuz mesajlar’, yaptığı sarkıntılıklar bugün Kanal 7’nin çaycısı bile biliyor. Coşkun’un kanaldan ayrılmasının ya da ayrılmaya zorlanmasının bir başka nedeni de bu olsa gerek. Bir maganda misali yaptığı sarkıntılıkları ve uygunsuz mesajları yakında ortaya çıkarsa Coşkun’un, ki inşallah çıkmaz, çünkü böyle bir şeyin düşmanımın başına bile gelmesini istemem, o zaman Hürriyet de, ‘Azgın teke daha yavruyken sapıklığa başlamış’ diye manşet atar belki. Atar mı sizce? çoktan saf değiştirdiği için Ahmet Hakan için olsa olsa, hoşuna gidebilecek, ‘çapkın’ manşetini atar diye düşünüyorum.