Savaşların en kötüsü iç savaşlardır. Kardeş kardeşi vurur. Mezhep savaşları aynı derecede tüyler ürperticidir. “Hangi yüzyıldayız?” falan demeyin. İngiltere’de Katolik İrlandalılar’la Anglikan Protestan İngilizler’in günümüze kadar uzanan savaşlarını hatırlatıyorum (İrlandalılar da İngilizce konuşurlar, İrce hiç konuşulmaz).
İslâm tarihindeki mezhep savaşları, Haçlı Savaşları derecesinde kanlı geçmiştir. Meselâ gerçekte jeopolitik sebeplere dayansa bile hepsi Şîî Türkmen hanedanları olan Safevîler, Avşarlar, Kaçarlar’la 19. yüzyılda bile devam eden savaşlarımız, bizi de, İran’ı da Rusya ve Avrupa’ya karşı zayıf düşürdü.
Ayrıca, büyük çapta savaşların küçük çatışmalarla başladığının örnekleri az değildir. Şîî nüfusu fazla minimini Bahreyn krallığının, Sünnî hanedana karşı İran destekli olduğu söylenen ayaklanmaları bastırmak için -bazıları Birleşik Arap Emirliği askeri- 1000 kişilik bir Suûdî birliğini, araçları ve silâhları ile daveti, önemli gelişmedir. Bir Suûdî köprüsü, Bahreyn’i Arabistan’a bağlamaktadır, gemiye ihtiyaç duymadan buradan geçtiler.
Suûdî Arabistan, Arap Emîrlikleri, Kuveyt, Umman arasında Körfez İşbirliği Anlaşması, askerî şartları da içerir. 4 Körfez monarşisi, rejimlerini ortak savunmaya bağlamışlardır. Bu dörtlü, Batı, ABD, Çin, Japonya dev sanayilerini ayakta tutan petrol rezervlerine sahiptir. Nitekim Birleşik Amerika’nın Körfez’deki 5. Filo’su, bütün o geniş coğrafyanın en büyük vurucu gücü olarak Bahreyn’de üsleniyor.
Amerika savunma bakanı Robert Gates, Bahreyn başkenti Manâma’da idi. Bahreyn’deki eylemler için İran’ı suçladı. İran ise, Bahreyn’e Suûdî kuvvetlerinin çıkmasını işgal olarak değerlendirdi. Bunlar hiç de hayra alâmet gelişmeler değil...
***
Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan, grup konuşmasında Âkif ve İstiklâl Marşı konularında gerçek Türk milliyetçiliğini ve gerçek Türk şiirini yücelten güçlü sözler söyledi. Kutluyorum...