Haçlı’nın Sabbahı, Altanı mı biter!
Geçmişteki Haçlı seferlerinin de yerli işbirlikçileri vardı.
Mısır’da kurulu Fatımi Devleti vardı, Alamut Kalesi’ndeki Hasan Sabbah ve Haşhaşi haydutları vardı.
Şövalye gemilerine kılavuzluk eder, Ehli Salip donanmalarının bakımını yapar ve onlara istihbarat sağlarlardı.
Bugün de Haçlı ordularının işbirlikçisi “yerli” devletler yine var.
Libya operasyonun mali yükünü paylaşmaya hazır olduğunu açıklayan Birleşik Arap Emirlikleri var, El Cezire’yi finanse eden Katar var ve diğerleri…
Napolyon 1798 yazında Mısır’a girdiğinde yanı başında portrelerini bile yaptırdığı Mısırlı sözde alimler de vardı.
Bunlar Mısır halkına gidip, “Bu Napolyon Müslümanmış ahali, Osmanlı idaresi kaderimiz değil” diyorlardı.
Şimdi de o sözde alimlerin yerinde, Fransız soytarısı Sorkozy’ye duacı olduğunu haykıran ve yeni Haçlı ordularına “uzaylılara karşı dünyamızı koruyan kahramanlar” methiyesi dizen Ahmet Altan efendiler var.
Libya’ya karşı harekete geçen Haçlı orduları lehine bakın nasıl fetvalar veriyor: “Yavay yavaş, o uzay filmlerindekine benzer bir gelişmeye doğru yol alıyor dünya. O filmlerde ‘dünya’ uzaydaki diğer güçlere karşı ‘bütünlüklü’ bir güçtür. Kendi içindeki çatışmalar bitmiştir… Dünya, artık ‘sınırları’ siliyor, sınırsız, bütünleşmiş bir yapı olarak hareket ediyor… O ‘bağımsızlık’ kandırmacası sona eriyor.”
Altan daha sonra lafı Türkiye’ye getirip o küresel efendilerinin namına bize de aba altından sopa göstermeyi ihmal etmiyor.
Batılı güçlerin Şark memleketlerine en ağır silahlarla çullanmasının altında kapitalizmin gereklerinin yattığı gerçeğini de hiç gizlemiyor ve bu gerçeğin meşru olduğunu ilan ediyor.
Diyor ki; “… eğer sabun tüccarıysanız bütün dünyanın ‘yıkanmasını’, temiz olmasını istersiniz, temizlik iki tarafın da çıkarınadır. Bugün Microsoft ya da Apple şirketlerinin ‘hammaddeye’ ihtiyaçları yok,.. onların ürettikleri aletleri kullanabilecek düzeye erişmiş müşterilere ihtiyaçları var.”
Francis Fukuyama’nın Amerikan liberalizmi namına, isim babası olan Hegel’e atıfla ilan ettiği “Evrensel Homojen Devlet” idealini, Samuel Huntington’ın “Medeniyetler Çatışması” temelinde revize etmiş olmasına rağmen, Altan efendi, tam 15 yıl geriden üçüncü sınıf bir yeni-fukuyamacılığı bize yutturmaya çalışıyor. Peh peh.
Bu kendinden başkasını salak gören gözbaycılık bir tarafa, Altan’ın “dünya” dediği şey, bugün bütün gücüyle Libya’ya saldıran ABD, İngiltere, Fransa Kanada’dan ibaret. Yani Altan’ın panteonunun sınırlarını çizen “yüce efendileri”nden.
İşbu güçlerin zorlamasıyla “müşteri olma düzeyine eriştirilecek” olan köleler ve karavaşlar, şayet buna direnirlerse, “sırf kendi iyilikleri için” canları acıtılıp, tedavi edilecekler.
Tıpkı İngiltere’nin 1763’te ele geçirdiği Hindistan’da yaptığı gibi… Hintli dokumacıların sağ kolları kesilmek suretiyle “çağdışı dokuma tezgahları”ndan kurtarılıp, göz kamaştırıcı İngiliz sermayesinin büyük işletmelerinde “ücretli modern işçiler” haline getirilme süreçleri gibi…
Ahmet Altan’ın gazetesi ve bütün avanesiyle serdettiği buyruğu işte budur.
Başlı başına Altanları takip etmeyi siyasal bir bilinçlenme ameliyesi olarak kabul eden sonradan görme kompleksli muhafazakar bozuntusu, Soros’tan mülhem çakma devrim özentili, düşük kalibre, yırtık ahlak, yavşak tiyniyet, sünepe mistik, parazit ruhban kılıklı bütün takım taklavat bilsin ki, en son yol ayrımına gelmiş bulunuyoruz.
Yıl 1096: İlk Haçlı Ordularının Şark’a hareket tarihi.
Yıl 2011: Son Haçlı Ordularının ikinci Mağrip seferinin başlatıldığı tarih.
Akdeniz aynı Akdeniz.
Hıyanet aynı hıyanet, puştluk aynı puştluk…
Tam 915 sene geçmiş ve fakat değerler bakımından tarih takılı kalmış.
Tarihin o takıldığı yerden, şimdi yeniden başlıyoruz.
Ehli Salip’in küstahlığı ve işbirlikçilerinin pervasızlığına karşılık, bu sahnenin yakın zamanlara dek eksik kalmış tek figürleri olan Kılıç Arslan ve Selahaddin Eyyubi’den kalkarak dikleniyoruz!
Microsoft’larınızın, Apple’larınızın çöplüğünde demir pası yalayıp, silikon küfü kusmayacağız.
O mübarek “uzaylıların” ufolarından sağanak sağanak yağacak eskimeyen zamanın tuğlu mareşallerine selam olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.