Serdar Arseven

Serdar Arseven

Madımak’ı Kaşımak!..

Madımak’ı Kaşımak!..

Bakın ne diyor:
“İki sözümüz vardı. Biri:
Sivas’ın hesabını soracaktık, soramadık.
Ama şimdi Madımak’ı müze yapmak için elimizden geleni yapacağız...
Orada güzel bir heykel ve iyi bir müze yapmayı düşünüyoruz...”
Bunları söyleyen CHP’nin ağır toplarından, Mehmet Sevigen.
Anayasa Mahkemesi’nin 367 mevzuunda istediği doğrultuda karar vermemesi halinde, “çatışma çıkacağı” tehdidinde bulunmaktan çekinmeyen Deniz Baykal’ın sol kolu!
Bir zamandır, kaşıyıp duruyordu.
Şimdi de, “Heykel dikeceğim” diyor.
Yine bir “DAVA” süreci…
Anayasa Mahkemesi’nin yine vitrinde olduğu bir süreç!
Ve… “Aksi takdirde çatışma çıkar” diyen liderin en güvendiği, sürecin ortasına “Heykel dikeceğini” ilan etmekte!..
Bu açıklamalara paralel olarak bir başka “Derin sol faaliyet odağı”ndan, beşli çetenin bir ayağından, 1 Mayıs’ta yaşananlarla ilgili olarak, “Bize Madımak’ı yaşattılar adeta” lakırdısı peyda oluyor!..
Nedir bu gergin, karışık ve “DAVALIK” süreçte bu “MADIMAK” muhabbeti!..
Ve… “Heykel” tahriki!..
Efendim, bu “heykel”in sembolik bir anlamı var.
O heykel, “Sivas tezgâhını” işaret ediyor.
Bilirsiniz, 2 Temmuz 1993’e giden yolda, “Heykel”in büyük önemi vardır.
Dönemin SHP’li Kültür Bakanı, geleneksel olarak Banaz ilçesinde yapılan Pir Sultan Şenlikleri’nin o yıl Sivas merkeze alınacağının ilgili “derin örgütler” tarafından ilan edilmesinin ardından; şenlikler öncesinde, Sivas’ın göbeğine Pir Sultan “HEYKEL”i dikeceğini “müjdelemişti” başta Şeytan Ayetleri kitabını tefrika eden Aydınlık dergisi olmak üzere, bütün Aziz Nesin “soylu”lara!..
Nitekim ya da “NETEKİM”
O heykel, Sivas gibi “hassas” bir ilin göbeğine dikildi...
Sonrasını biliyorsunuz.
çok yazdım..
Hatta bir araya getirmem hâlinde bayağı hacimli bir kitaba kâfi gelecek kadar çok yazdım…
Müsaadenizle,
Sivas’ın arkasında da, “Ergenekon örgütü”nün bulunduğunu hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak ölçüde ortaya koyan olaylar dizisine bugün yer vermeyeceğim…
Maksadım, uyarmak…
Başta Sevigen olmak üzere, bu işi “tahrik” edenleri,
Sivas’tan siyasi rant çıkacağını zannedenleri ikaz etmek.
“Sürece HEYKEL dikmeyin!” mesajını vermek!..
Bilen bilir.. 2 Temmuz 1993 öncesinde, Aziz Nesin “Şeytan Ayetleri” kitabını neşrederek, tepkilerin merkezine yerleştiğinde;
Ve bu da yetmiyormuş gibi, Sivas Merkez’e alınan Pir Sultan Şenliklerinin “Onur konuğu” olarak Sivas’a geleceği aylar öncesinden ilân edildiğinde… Hem de kaç kere;
“Bu işin sonu kötüye varabilir,
Hz. İsa’ya ahlâksızca saldıran bir adamın, Vatikan’daki bir toplantıya onur konuğu olarak çağrıldığını düşünsenize...” demiştik.
Dinleyen kim.. Tezgâh kurulmuş bir kere.
Dönemin bu tür tezgâhlarla uzaktan yakından ilgili olmayan SHP’li Kültür Bakanı mesela,
“HEYKEL” işinin ne denli “tehlikeli” olduğunu “kestirebilseydi”,
Uyarılarımızı dikkate alabilseydi;
Ve diğerleri…
Dönemin SHP’li, pardon tarafsız Valisi,
“İki de bir Refahlı Belediye Başkanı ile didişmeyin!.. Şehri germeyin!.. ‘Devrim Şehitleri’ (!) için saygı duruşunda bulunmak filan Vali’nin yapacağı işler değildir” yollu uyarılarımızı dikkate alabilseydi.
Ya da; “Alsaydı!..”, “Vazgeçseydi!..”
O acıyı yaşamazdık, ülkece.
Düşünebiliyor musunuz..
Normal şartlarda, en fazla “Yürüyüş Kanunu’na muhalefet”ten yargılanabilecek olanlar,
2 Temmuz öncesinde “Şeytan Ayetleri” adlı rezil kitabı tefrika eden Aydınlık gazetesinin “İşte katiller” listesinde yer aldılar.
Sonra… İzledik işte:
Tam 33 idam çıktı Sivas’tan. Sadece o mu?..
Olaylardan üç gün sonra, Başbağlar’da tam da 33’e denk gelen bir katliama şahit olduk.
Durumu uygun olanlar “sakallarından vuruldu”, mesaj yerine ulaşsın diye!
Ve… Ne yaman bir tezgâh kurulduğu, iyiden iyiye anlaşılsın diye!
Bütün bunları, Mehmet Sevigen bilir,
Bilir de… Nedir bu “Heykel” meselesi?
Nedir, farkında olmadan tetiklediği?
Bunları ve daha fazlasını sormak için kendisini arayan Muhabirimiz Ertuğrul Cesur’a verdiği cevaplardan onu anlıyoruz ki; bir parlamenter olarak, “Sivas’ın arkasındaki Ergenekon’u” ortaya çıkartma çabalarına destek vermeyi aklının ucundan bile geçirmiyor…
Heykel dikecek,
Birkaç ateistin oyunu alacak!..
Sivas olayları öncesindeki, esnasındaki ve sonrasındaki “rol sahiplerinin” üzerine gitmek, o dönemin aralarında “dava arkadaşlarının da bulunduğu” devlet yöneticilerinin ihmallerine dikkat kesilmek…
Bunların ne kadarında “ihmal”den ziyade “kasıt unsuru” bulunduğu üzerinde kafa yormak zor tabiî…
Zor ve tehlikeli!..
Bu tür sıkıntıları göze almaktansa,
Dik Sivas’ın göbeğine bir “Heryerekon Heykeli!..”


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi