Ersoy Dede

Ersoy Dede

İsrail’i de vursanıza

İsrail’i de vursanıza

Libya’da yaşananları haftasonundan bu yana gözyaşları içinde izliyorum. Kendisinden “özgürlük” isteyen halka ateş açan bir diktatör ile karşı karşıya olduğumuz tartışılmaz. Ama buna verilen yanıtta ortaya çıkan tabloyu görüyor musunuz? BM’de ilk uçuşa yasak bölge kararı alındığı gece, Bingazi’de halkın sevinç gösterileri vardı. “İnsan topraklarına yabancıların müdahale etme ihtimalini nasıl olur da sevinçle karşılar?” diye eleştirmiştik. İşte gördük. Bu kararın üzerinden 24 saat bile geçmeden müdahale başladı. Sonuçta Libya topraklarına düşen Fransız bombalarının, Amerikan füzelerinin yaptığı, Kaddafi’nin yaptığından daha mı iyi? Kime karşı yapılıyor bu müdahale? Hedefte kim var? Kimin yararına dersiniz?.. Hakikaten samimiyetle koalisyon güçlerinin mazlum Libya halkını, eli kanlı diktatörden kurtarmak gibi bir niyeti olduğunu mu düşünüyorsunuz? Eğer öyleydiyse, ellerini öptükleri Kaddafi demokrattı da, son bir iki hafta içinde mi diktatör oldu? Bölge üzerinde hemen her ülkenin bir çıkarı, menfaati olduğu meselesine uzun uzun girmeyeceğim. Ama bazı ikiyüzlülükleri anlatmak istiyorum. Önce Rusya’dan başlayalım. Kendi eliyle BM’nin uçuşa yasak bölge kararı almasını sağlayan Rusya, devreye NATO girince çark etmeye başladı. Bu “Haçlı Seferi” çığlıkları sanmayın ki Libya’yı çok düşündüğündendir. Çok düşünüyor olsaydı, mesele BM’de masaya geldiğinde tavrını koyardı.. Şimdi Putin diyor ki; “Bu durum Rusya’nın savunma kapasitesini güçlendirmesi gerektiğini gösterdi...” Yani gerçek korkusu, işi NATO’nun devralması ihtimali belirdiğinde çıktı ortaya. O zamana kadar, Libya’ya bomba yağdırmanın bir sakıncası yoktu oysa.. Gelelim koalisyon güçlerine. Farkındaysanız işin başını ABD çekiyor olmasına rağmen, ortalarda görünmüyor. Neden dersiniz? Birincisi kuşku yok ki, Afganistan ve Irak gibi tamamen gayr-ı hukuki, gayr-ı ahlaki bir dış müdahalenin mimarı olan ABD, bu yeni ahlaksızlığını dünya kamuoyuna anlatmayı beceremeyecekti. Bush’un Irak’a girerken söyledikleri hâlâ insanların hafızalarında tazeliğini korurken yeni bir macerayı ne dünyaya ne de Amerikan halkına anlatabilirdi Obama.. İkincisi de, Libya’nın karadan havaya savunma sistemlerinin tamamen kullanılamaz hale gelmesini bekliyor ABD. Ondan sonra başlayacak hava saldırısına..
¥
Peki niye saldırıyor bu devletler Libya’ya? Ne istiyorlar? Neyi sona erdirmek istiyorlar? Ne hakla? Bütün bu soruların bir yanıtı var kuşkusuz. Ama çevirin haritayı biraz. Bırakın Kuzey Afrika’yı Ortadoğu’ya gelin. Bugün Libya’ya bomba yağdıranlar, İsrail’e neden müdahale etmediler bugüne kadar? Neden sormadılar sivil can kayıplarının hesabını? Her gün hiçbir uluslararası hukuk kuralını tanımadan uyguladığı şiddet politikalarının cevabını vermek kimsenin aklına gelmedi mi? Üstelik dünya jandarmalığına hevesli arkadaşlara hatırlatalım. Bugün Libya, BM’nin müdahale etmesini gerektiren şartlar içinde değildir. Müdahale şartı, BM sözleşmesine dayandırılıyor. Ancak orada açıkça deniyor ki; “BM, ülkelerin içinde yaşanan meselelere karışmaz.” Ya ne zaman karışır? “Bu meseleler dünya için tehdit oluşturmaya başladığında.” Buna rağmen Libya’ya müdahale etmekte bir sakınca görmemişsiniz. Peki İsrail’e baktınız mı hiç? Kendi iç meselesi bile değil. Başka bir devlete bomba yağdırıyor adamlar. Hadi orada yaşananları tartışmalı buldunuz. Ya hu, NATO müttefiki Türkiye’nin bayrağını taşıyan bir gemi, hem de uluslararası sularda vuruldu. O zaman neredeydiniz arkadaş? Çok açık söylüyorum, bugün koalisyonun Libya halkına yaptığı zulüm, Kaddafi’nin zulmünü geçmiştir. “Sizi diktatörden kurtaracağım” diyerek öldürüyorlar insanları. Bunun sebebi de çok açık. Libya’dan başlayarak pay ediyorlar Afrika’yı. Ortadoğu’da dışlanan Fransa, bu defa “Treni kaçırmayayım” diye en önden aldı biletini.. Allah yardım etsin.. Kalın sağlıcakla..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi