Malezya Başbakanı Necib Tun Abdülrezzak, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın konuğu olarak 21-23 Şubat 2011 tarihlerinde Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunmuştu. Bu ziyaret 28 yıl aradan sonra bu ülkeden Türkiye’ye gelen ilk başbakan olması sebebiyle önemliydi.
İslâm dünyasının bu iki önemli ülkesi arasında işbirliği maalesef istenilen düzeye bir türlü çıkarılamadı. Hâlbuki her alanda işbirliği yapmak bu iki ülke için olduğu gibi Müslüman dünya için de önemlidir. Hele de Müslüman ülkelerin başının bir türlü belâlardan kurtulamadığı bir demde...
Başbakanlık’ın ziyaretle ilgili açıklamasında, “Dost ve kardeş Malezya ile ülkemiz arasındaki ilişkiler, karşılıklı güven anlayışına dayalı olarak her alanda hızlı ve istikrarlı bir ilerleme göstermektedir. Malezya’dan ülkemize Başbakan düzeyinde 28 yıl aradan sonra gerçekleştirilecek bu ziyaret, ikili işbirliği bağlamında yeni bir merhale teşkil edecektir” denilmişti.
Bizler de bunun bir temenniden ibaret kalmaması gerektiğine inandığımızdan atılacak somut adımları bekliyorduk. Bu anlamda atılan ilk somut adım bizim de küçük katkılarımızın olduğu akademik ortaklık alanında gerçekleşti. Diyebiliriz ki; bu ziyaret ilk meyvesini eğitim alanında verdi.
Malezya Uluslararası İslâm Üniversitesi (IIUM) ile Yalova Üniversitesi ve Bartın Üniversitesi arasında akademik ortaklığın temellerini atmak üzere geçen Cuma günü “Memorandum of Understanding” imzalandı. Buna göre IIUM ile bu iki üniversite arasında karşılıklı akademisyen ve öğrenci değişimi, ortak araştırma projeleri vs. yapılacak.
Anlaşma T.C. Kuala Lumpur Büyükelçisi Serap Ataay’ın da bulunduğu bir merasimle IIUM’de imzalandı. Anlaşma metnini imzalamak üzere Türkiye’den Yalova Üniversitesi Rektörü Pof. Dr. M. Niyazi Eruslu, aynı üniversiteden Prof. Dr. B. Gültekin Çetiner, Bartın Üniversitesi Rektörü Pof. Dr. Ramazan Kaplan ve yardımcısı Pof. Dr. Mete Gündoğan gelmişti.
IIUM Rektörü Dato’ Sri Prof. Dr. Syed Arabi Türkiye üniversiteleriyle her türlü yardımlaşmaya olumlu baktıklarını açıkladı. Aslında geç kalınmış bir anlaşmaydı bu.
Çünkü IIUM, İslâm Konferansı Teşkilatı gözetiminde planlanan ve kuruluşuna Türkiye, Mısır, Pakistan, Suudi Arabistan, Bangladeş, Libya ve Maldiv ülkelerinin katılmış olduğu bir üniversitedir. Bu nedenle Türkiye IIUM’in mütevellî heyetinde resmî olarak yer almaktadır. Bir diğer ifadeyle Türkiye’nin bu üniversiteye karşı sorumlulukları vardır.
Malezya’nın bu küçük adımı ne kadar önemsediğini iki devlet televizyonunun bu anlaşmayı ana haber bülteninde yayımlamasından ve ertesi gün gazetelerin bu anlaşmaya dair haber yapmasından da anlamak mümkün.
Anlaşmanın ertesi günü benim telefonum sık sık arandı. Arayanlar Niyazi Eruslu Hoca’ya ulaşmak isteyen Malezyalı arkadaşlarıydı...
30 yıl önce İngiltere’ye eğitim amacıyla gitmiş ve orada tanışmış, bir çorbaya beraber kaşık sallamış dostların telefonda buluşması çok anlamlıydı. Her biri kendi ülkesinde üst düzey görevler üstlenmiş bu seçkin kadrolar kaybolan irtibatlarını televizyon ve gazetelerin anlaşmayı haberleştirmesi sonucu tekrardan kurdular.
Malezya ve Türkiye arasında eğitim ortaklığı başta olmak üzere her türlü ilişkilerin geliştirilmesi önemlidir. Bu konuda öncelikli görevin Türkiye’ye ait olduğuna inanıyorum. Türkiye devleti, üniversiteler, işadamları adım attıkça bunun karşılıksız kalmayacağı görülecektir.
Böylesi bir adımı atan Pof. Dr. M. Niyazi Eruslu’yu, Pof. Dr. Ramazan Kaplan’ı, Pof. Dr. Mete Gündoğan ve Prof. Dr. B. Gültekin Çetiner hocaları tebrik ediyorum.