Gerçekler geri adım atmaz
Yıllardan beri 12 Eylül 1980 darbesinin Türkiye’ye dayattığı ‘darbe anayasası’ndan kurtulmak istiyoruz, ama bu bir türlü mümkün olmuyor. İktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, vatandaşıyla hepimiz bu ‘deli gömleği’ni sırtımızdan atmak istedikçe, hesapta olmayan hadiseler yaşanıyor ve ‘darbe anayasası’nın ömrü uzuyor. İnsanın aklına, “Mevcut anayasa değişsin” diyenlerin samimî olup olmadığı sorusu takılıyor...
Sözde değil özde yeni ve sivil bir anayasa için çeşitli taslak ve teklifler de kamuoyu ile paylaşılıyor. En son TÜSİAD da ‘uzmanlar’a bir ‘anayasa taslağı’ hazırlattı ve bunu açıkladı. Taslağın en dikkat çeken yönü, “değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler”in (biri hariç) tartışmaya açılmasıydı. TÜSİAD’ın teklifleri umumî anlamda destek de gördü.
Ne yazık ki aradan bir iki gün geçince itirazlar yükseldi ve gelen ‘tepki’ler üzerine TÜSİAD geri adım attı, basın toplantısıyla açıkladığı ‘taslak çalışmaya’ sahip çıkmadı. Türkiye’nin en zengin iş adamlarının bir araya geldiği bir derneğin yeni ve sivil bir anayasa için çalışma yapması elbette önemli. Bu çalışmanın tam da seçim öncesi yapılması da ayrıca takdire değer. Çünkü bir şekilde mevcut ‘darbe anayasası’ndan kurtulmamız gerekiyor. Bu yolda atılacak her adım desteklenmeli ki ‘mümkün olan en iyi’ye ulaşılabilsin.
TÜSİAD daha önce de anayasa için benzer çalışmalar yapmış, ne yazık ki o zaman da yine gelen tepkiler üzerine geri adım atmıştı. Bu defa da geri adım attı, ama en başta böyle bir çalışmayı yapmış olması bile önemlidir. TÜSİAD geri adım attı, ama Türkiye bu konuda geri adım atacak durumda değil. Mevcut anayasa; milletin talepleri doğrultusunda ‘sivil ve demokrat’ bir anayasa ile inşaallah değişecek, ama anlaşılan tartışması biraz daha sürecek. Bu bakımdan TÜSİAD’ın ya da benzer şekilde bazı siyasilerin geri adım atması “yeni, sivil ve demokrat bir anayasa” talebini gündemden düşürmez. TÜSİAD yöneticileri geri adım atabilir, ama milletin ihtiyaçları ve gerçekler geri adım atmaz, atamaz.
Gönül arzu ederdi ki mevcut darbe anayasasından kurtulmak isteyen başka sivil toplum kuruluşları da kendilerine göre taslaklarını, tekliflerini açıklasınlar. Böyle bir çalışma yapma imkânı bulamayanlar, hiç değilse kamuoyu ile paylaşılan bu çalışmaya daha güçlü bir desek verselerdi. Bugün bu desteği vermeyenler, yarın verilebilecek ‘taslak’ bulamayabilirler.
Milletin aklını karıştırmak isteyenler yine hilelere başvuruyor. “Değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler”in 12 Eylü darbesinin ürünü olduğu bilerek gizleniyor. Millet ekseriyeti ya da TBMM istedikten sonra niçin değiştirilmesin?
Prof. Dr. Eser Karakaş, konu ile ilgili yazısında şöyle demiş: “(...) Gelelim ikinci maddeye (Cumhuriyetin nitelikleri); maddenin başında saçma sapan, bir anayasal metinde neden yeraldığını anlamadığım ‘toplumun huzuru’, ‘milli dayanışma’ gibi hamasi ifadeler yer alıyor, bunların kaldırılmasında ne gibi sakıncalar olabilir?” (Star, 29 Mart 2011)
Anayasa uzmanlarına hazırlatılan “TÜSİAD anayasal ilkeler raporu”na, hazırlatan kurum olarak TÜSİAD destek vermese bile “darbe anayasası” yeniden tartışmaya açılmış oldu. Seçim yılında bu konuların tartışılmaması zaten mümkün değildi. Muhtemelen seçim meydanları yeni ve sivil bir anayasa konusundaki ihtiyacı bir defa daha gösterecek.
Netice olarak hazırlattığı rapora sahip çıkması gereken TÜSİAD “geri adım” atmış olsa bile, gerçekler hiçbir zaman geri adım atmaz. Sular tersine akmaz, güneş de dünya durdukça ufuktan doğar!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.