Hasan Cemal, biraz saygı lütfen!..
Politika, aktüalite ya da magazin yazarlarının son yıllarda spor yazmaları pek moda oldu.. öyle kişiler var ki, yıllarca politika yazarı olarak boy gösteriyor ama silik.. Okuyanı az.. Niye?.. Kendini geliştirmemiş de ondan.. Ancak aynı kişiler ara sıra da olsa soyundukları spor yazarlıklarında daha fazla ilgi görüyorlar.. Okuyucu merak ediyor, yıllarca politika kulvarında koşmuş bir kişi herhangi bir maçın analizini acaba nasıl yapabilir, diye..
Yapanlar var, yapamayanlar var.. İki kelime de ben edeyim, diye futbol analizini yüzüne gözüne bulaştıranlar da var.. Ve bu tipler maalesef az da değil..
Gelelim bugünkü yazımızın esas konusuna.. Salı günkü Milliyet gazetesinde ifadelerinden fanatik Galatasaraylı olduğu anlaşılan Hasan Cemal’in “üzgünüm Leyla Dizisi üç” başlıklı yazısını okudum..
Hasan Cemal’i tanımayanınız var mı, bilemiyorum.. Şimdilerde liberal takılan eski solculardan!.. Cumhuriyet gazetesinde uzun yıllar genel yayın müdürlüğü yapmış, daha sonra Sabah gazetesinde çalışmış ve şimdi de Milliyet’te yazan eski bir tüfek..
Neyse, ne yaparsa yapsın, siyaseten nasıl düşünürse düşünsün, önemli değil.. Hangi kulvarın koşucusu olduğu da bizi ilgilendirmiyor Hasan Cemal’in!.. Ancak, yazısında bir cümle var ki, işte ona gerçekten üzüldüm..
Hasan Cemal, Sivas-Galatasaray maçını izlemek için Sivas’a gidiyor.. Ve Galatasaray’ın 5-3’lük muhteşem galibiyetine şahit olduktan sonra mest olmuş bir biçimde kafileyle birlikte gece yarısından sonra İstanbul’a uçuyor.. Devamını Hasan Cemal’in ağzından dinleyelim:
“Pazar günü gece yarısından sonra kafileyle birlikte Sivas’tan istanbul’a uçuyoruz.. Yorgunluktan bitap düşmüş vaziyetteyiz, sesler kısık.. Ama müthiş keyifli bir hava.. Elbette 5-3’ün sarhoşluğu!.. Herkesin sırtında Sarı-Kırmızılı formalar, boyunlarda Sarı-Kırmızılı atkılar, Sarı-Kırmızılı kasket ve bereler, hep bir ağızdan tempo tutuluyor; ‘Kaptan, kaptan uçur bizi, kaptan uçur bizi!’.. Biri aradan kafayı uzatıp neşeyle katılıyor koroya; ‘Kaptan kaptan uçur bizi, Saracoğlu’na kondur bizi!’.. Alkış kıyamet.. Fırsattan istifade, ben de bağırıyorum.. Fenerli dostlar, artık işiniz Allah’a kaldı, diye.. Ve eklemek istiyorum; O bile Fenerbahçe’yi bu saatten sonra kurtaramaz!..(!!!!)”
Evet değerli dostlar.. Hasan Cemal’in ifadeleri böyle.. Bu ifadelerin içerisindeki bir cümle gözünüzden kaçmamıştır umarım..
Hasan Cemal 1944 doğumlu.. 60’ını çoktan devirmiş.. Bir başka ifadeyle kâmil insan sıfatını alabilecek çağda.. Ama Kâinatın Yaratıcısı olan Yüce Allah’ın (cc) her şeye kâdir olduğundan habersiz!.. Ya da bilinçsiz!.. Kimbilir, belki de “iş olsun torba dolsun” misali konuşuyor..
“O bile Fenerbahçe’yi kurtaramaz!..” Ne demek bu, Allah aşkına?.. Allah’tan habersiz, Allah’ın izni keremi olmadan kainatta yaprak kıpırdayabilir mi ey Hasan Cemal?..
Halik-ı Zülcelâl’in sıfatlarından, O’nun azamet ve kudretinden hiç mi haberin yok?.. Böyle inkâr kokan ifadeler, yaşını başını almış kişiye hiç yakışıyor mu?..
Galatasaray Sivasspor’u yenmiş.. Galatasaraylı Hasan Cemal sevinmiş.. Buraya kadar söyleyecek hiçbir şey yok.. Hatta biz de Galatasaray’ı o güzel oyunundan dolayı kutladık.. Ve Galatasaraylıları da tebrik ettik.. Hasan Cemal’i de elbette tebrik ederiz..
Ancak, işin ucunda âlemlerin Yaratıcısı olan Hz.Allah’ı (cc) hafife alma, küçümseme, dalga geçer gibi konuşma olursa, değil Hasan Cemal, feriştahı olsa tepkimizi koyarız..
Arkadaşınla, okuyucunla konuşmuyorsun Hasan Cemal Bey!..
Tüm mükevvenatın mutlak sahibi olan Allah’ı (cc) ağzına alırken lütfen saygılı ol..