Dedik ya, maç sonrası yazdığımız yazıyı ilerideki günlerde açacağız diye… öyleyse Galatasaray'la başlayalım.

Galatasaray'da neredeyse dört grup oyuncu bulunuyor. Bunları şöyle sıralayalım: Eskiler denilen Hakan Şükür, ümit Karan, Hasan Şaş ve Ayhan Akman… Bunları incelemeye aldığımızda üç koyu Galatasaraylı ile karşılaşıyoruz. Bir tek Ayhan için bu derece koyu kelimesini kullanamayız. Bu üç futbolcu Sarı-kırmızılı forma içine girmeden de, bugünkü duygularını yaşıyorlardı. Yani profesyonel devirde amatör aşkı… Ve de takım içinde doğal olarak saygınlık kazanmak… Yabancılar bölümünde eskiden kalan Song'un yanı sıra Linderoth, Lincoln, Carusca, Bouzid, Nonda ve Baruso var. Yenilerin büyük bir kısmı bu sezon gerektiği kadar katkı yapamadılar. Song, Afrika Kupası'na gidene kadar vazgeçilmezdi ama, dönüşte aynı düzeyde görülmedi. Diğerlerinin durumu da zaten malum… En önemlisi de Linlcoln'ün yönetim dümenine geçememesiydi. Linderoth sıkıntısı ise Topal'ın patlamasıyla giderilebildi. Neredeyse genel olarak yüzde 40'tan fazla katkı sağlayamadılar. Bir başka grupta ise Galatasaray'ın alt yapısından, yani kendi öz kaynaklarından çıkanları görüyoruz. Kaleci Aykut, Sabri, Arda, Uğur, Mehmet Güven ve Okan Buruk… Bunlardan Okan hariç, Galatasaray tamamından iyi randıman aldı diyebiliriz. Sabri, Arda ve Uğur başı çekerken, kaleci Aykut da sön dönemdeki çıkışı ile dikkatleri çekti. Mehmet Güven de sık sık son dakikalarda takımı rahatlatan eleman oldu. Okan ise çok az süre almasına rağmen kritik biçimde öne çıktı. Son grupta da yeni gençler yer alıyor.

Bunlar Barış, Serkan, Mehmet Topal, Hakan Balta, Volkan Yaman, Emre ve kaleci Orkun… Bunların tamamından mükemmele yakın randıman alındı. Ligdeki büyük başarının mücadele olarak temelinde bu grubun büyük katkısı bulunuyor. Tabii merak ediyorsunuzdur; Servet nerede diye… Servet'e özel bölüm açmak durumundayız… Ne genç, ne yaşlı ama yeni, yani eski de değil, eskilerle iç içe… İşte bu tabloda Servet tam anlamıyla vatan kurtaran aslan rolündeydi.

İşte böyle bir oyuncu tablosundan başarılı olabilmek çok güçtür. Dört parçalı bir yapıdan homojen futbol ve uzun futbol maratonunda çatlak vermeden işleri yürütmek son derece zordur. Yeniler fazlalıklı bir takım kursanız eskiler gücenir, eskileri kayırsanız yeniler burulur… Yaşlı-genç karışımında çok hassas, oyuna yönelik stratejik yapı oluşturmak da başarılması hayli güçlüklerle doludur.

Galatasaray'ın bu sezonki şampiyonluk yarışında son haftaya böylesine gelmesi gerçekten büyük başarıdır. Yarışı son hafta kaybetse bile futbolda başarılması çok güç bir işin üstesinden gelinmiştir.
Yine buradan bakıldığında Kalli'yi de kutlamak gerekir. Haaa takım kurmada, bazı oyuncuların yerlerini değiştirmede tabii ki hatalar yaptı ama, bu karışımı da takım haline getirebildi. Sonrasında da Cevat Güler ve arkadaşları, Adnanlar'ın da katkısıyla bardağın boş kalan kısmını doldurmaya çalıştılar.