Cemaatten misin!
1980 öncesi komünistlerle faşistler çatışmasından sonuç almayanlar şimdi de cemaatten olanlarla olmayanlar kapışmasına zemin hazırlığı yapıyor. Adım gibi biliyorum bu bir hızlandırılmış Batı projesidir, hangi taşı kaldırırsanız altından “cemaatçilik” çıkıyor.
Hem de bazıları safiyane bazıları da bilinçli kıblesiz...
Resmi kurumlarda öylesine yaygın bir tablo oluştu ki cemaatçi olanlarla olmayanlar kapışma noktasına gelmek üzeredir. Kim hangi mevkie geliyorsa “cemaatin adamı” diyorlar.
Niye mi öyle?
Gayet basit... Batıdaki tüm insani ideolojiler kurumuş durumda, materyalist dünya görüşünü ileriye taşıyacak bir başka beşeri felsefe de kalmamış.
Hem o, hem de ekonomik ve manevi kriz geçiren Amerika gibi devletlerde işsizlik kapıda.
Bugüne kadar sömürdükleri Ortadoğu ülkeleri de uyanıyor.
Batı elini çabuk tutup Ortadoğu denkleminde yeni bir kargaşa çıkarıp zinde güçleri bölemezse çok yakında hem ekonomi hem de sosyal yönden kendi içinden karışacak...
Kısacası Batı Ortadoğu’yu kamplara bölüp oyalayamazsa işi zor.
Bu arada İslamiyet’in dünya üzerinde hızla yayıldığının herkes farkında.
Artık tek kurtuluş yolu İslamiyet.
Allah’ın(c.c) ipi...
ABD Ortadoğu ülkelerini halk eliyle kışkırtmamış olsaydı pek yakında bu ülkelerden “İslam’i Düzeni” sesleri yükselecekti. Kısa mesafede bunu engellediler sayılır...
O yüzden iç karışıklıklara durmadan destek veriyorlar.
Şimdilik Müslüman halkları başlarındaki diktatörlere karşı ayaklandırıp işe vakıf olmak suretiyle kısa mesafede tedbir almış görünseler de onlar açısından tehlike henüz geçmiş sayılmaz. Gerek İsrail’in ülkedeki acımasız yayılmacı politikaları ve gerekse ABD’nin Irak ve Afganistan gibi devletleri fiilen işgal etmesi Müslüman halkın daha da uyanmasına vesile olmuştur.
Milli uyanış her an son noktayı koyabilir.
Planları gereği gelecekteki tehlikeyi içten de bölmek gerekiyor.
Üçe bölecekler... Cemaatçiler ile cemaatçi olmayan Müslümanlar ve bir de bunların karşısında üçüncü güç ulusalcılar. İhanet tablosu böyle...
Ülkemizdeki gidişata bu zaviyeden bakmak zorundayız. Türkiye’yi tek başına kalmış ve de politikalarını bağımsızca üreten bir ülke olarak görmek yanlıştır.
Birileri hem iç politikada hem de dış politikada üretiyor bizde tüketiyoruz.
Bu arenada devlet adamları ne kadar dik durabiliyor veya şahsiyetli davranabiliyorsa o kadarı bizimdir, diğer kısmı ise Lozan zihniyeti çerçevesinde Ortadoğu’nun yer altı ile yerüstü zenginliklerine gözünü diken emperyalistlere aittir.
NATO artık barış için değil işgal için işbaşındadır.
Tetikçi İsrail de barışçı yerine istilacı duruma geçti.
Etrafımızdaki çemberin zamanla daraltılması hem ırkçılık hem de cemaatçilik gibi suni bölünmelerle mümkün olacaktır. Ortadoğu’nun bizim açımızdan en büyük tehlikesi ırkçılıktır.
Sonra da, Kur’an ve sünnetin dışında lider tutkusu olan uzlaşmasız meşrepler gelir önümüze. Ortadoğu’da bu plan çerçevesinde Sünnilerle Şiileri çarpıştırdıkları gibi yarın da Alevi Sünni, Kürt Türk çatışmasını sokacaklar devreye.
Bu meşreplerin bir kısmı da Mustafa Kemal’i en büyük Müslüman göstermekle (cumhuriyet öncesi söylemlerini gündeme taşıyarak) meşgul, bir kesimi de Mehdi yarışında.
Kendisi kabak çiçeği gibi açacak, Mehdi yetişip İslam alemini en modern silahlara sahip düşmanların elinden kurtaracak.
Damardan ve de imandan uyutma taktiği...
Çalışma yat, hem petrolünü içsinler hem de kanını...
Nitekim öyle oluyor, yapıyorlar kuruyorlar ama fatura başkalarına çıkıyor.
Sözde cemaatin başı Fethullah Gülen efendi.
O Amerika’da oturuyor ama nerede ihale yapılıyor, nerede bir Ergenekoncu tutuklanıyor, nerede önemli bir tayin yapılıyorsa hepsi ona ait...
Sorsanız devlet kademesinde (giderek askerler de dahil) Fethullahçı olmayan kalmadı.
Oysa ki benim bildiğim Fethullah hoca bu tip benzetmelerden ve yakıştırmalardan uzak duran bir yapıda olduğunu zaman açıklasa da işbaşında olanları kesmiyor.
Dış güçler bu arenada bütün hızı ile görev başında.
Uyanma saati çoktan geldi de geçiyor.
Her Müslüman kardeşlik anlayışı içerisinde elinden geleni yapmadığı taktirde çok yakın zamanda cemaatçi çatışmanın İslam adına zuhur edeceğini göreceksiniz...
Bir fitne bu... Hem de eskilerinden daha da kalıcı ve yıkıcı...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.