Taha Akyol

Taha Akyol

AKP: Gelecek on yıl!

AKP: Gelecek on yıl!

AK Parti’nin parlamento kadrosu yarı yarıya değişiyor. Yenilenme ve değişim her parti için iyidir ama iktidar partisinin yeni parlamento kadrosuna iki açıdan bakmak gerekir:
- Yeni dönemde AKP’nin en önemli projesi yeni anayasadır. Başkanlık sistemi veya cumhurbaşkanının yetkileri de yeni anayasayla belirlenecektir.
- Erdoğan 2023 yılını içine alan on yıllık bir vizyondan bahsediyor. Evet, siyaseti bırakacak değildir. Önümüzdeki on yılı yeni bir konumda, yeni yetkilerle yönetmek arzusundadır.
Ve Erdoğan, Türkiye’de başkanlık sistemini savunan çok az sayıdaki anayasa profesörlerinden Mustafa Şentop’u, bizzat görüşerek aday yapmıştır. Boğaziçi kökenli Prof. Şentop başkanlık istemini kuvvetle savunabilecek bir anayasacıdır.
Erdoğan’ın Amasya’dan liste başı aday yaptığı Prof. Naci Bostancı da iyi bir siyaset bilimcidir... Böylece Burhan Kuzu ve Ahmet İyimaya ile birlikte iktidarın anayasa ve sistem konusundaki beyin takımı belli olmuştur.
AKP listesinde Turgut Özal türü çok sayıda ‘teknokrat’ın bulunması da Erdoğan’ın geleceğe dönük hazırlığının bir göstergesidir; 2023 yani...
Elbette bu seçimleri kolaylıkla kazanacaktır ama iktidar süresi uzadıkça muhalif kesimlerin tepkilerinin artacağı da Martin Lipset gibi siyaset bilimcilerin ifade ettiği bir gerçektir. Erdoğan kadrosunu ve projesini hazırlamış görünüyor ama yeni dönemde siyaseti yumuşatması, öfkeyi bırakması, her kesimle diyalog ve iletişime özel bir önem vermesi gerekecektir.

CHP: Eskinin tasfiyesi
CHP’de ‘eski kadro’ adeta ‘tasfiye’ edildi. CHP deyince yıllardan beri akla gelen isimler siyasette yok artık. Siyasi hayamızda “politbüro” denilmiş yegane kadroydu bunlar.
28 Şubat’larla, muhtıralarla, 1930’ların kavramlarıyla özdeşleşmiş ve partiyi başarıya götürememiş bu kadroyla “Yeni CHP” olabilir miydi?!
Tasfiye edilenler bunu olgunlukla karşılamalı, tahripkâr davranışlardan sakınmalıdır. Siyasi ahlak da bunu gerektirir. Ancak vitrin değişikliği yetmez. Kamuoyunda gerçekten “yeni CHP” imajının oluşması için politika ve söylemin de inandırıcı bir şekilde yeri olması lazımdır.
Çok dikkat çeken husus Erzincan Savcısı İlhan Cihaner’in adaylığının reddedilmiş olmasıdır.

YARSAV var, Cihaner yok!
Hatta Cihaner Parti Meclisi’ne bile getirilmemiş! Kılıçdaroğlu, Bihlun Tamaylıgil ve Gürsel Tekin üçlüsünün yaptığı ön ayıklamada elenmiş.
Sanıyorum üç Ergenekon sanığını aday yapınca ‘davalı’ başka bir ismi fazla gördüler.

MHP ve merkez sağ
MHP’de dikkatimi çeken, bildik ‘ülkücü kadrolar’ın dışında merkez sağdan isimlerin bulunmasıdır. MHP’nin daha az ‘doktriner’ daha çok ‘kitle’ partisi olmaya yönelmesi demokrasimiz için faydalı olur.
Merhum Türkeş de vefatından önce “MHP’nin yeri merkez sağdır” demişti.
Bir isimden özellikle bahsetmek isterim: Murat Başesgioğlu... Özal geleneğinden gelen ve ‘devlet adamı’ kıratına sahip Başesgioğlu ‘tipi’ndeki itidalli politikacıların yeni dönemdeki MHP politikalarında etkili olmasını temenni ediyorum.
Türkiye yeni bir anayasa yapabilecekse, MHP mutlaka parlamentoya girmeli ve ‘doktriner’ değil, ‘müzakereci’ bir tavır geliştirebilmelidir.

BDP ılımlı mı, radikal mi?
BDP’nin ‘bağımsız’ adaylarına gelince... Son aylarda izledikleri keskin etnik milliyetçi gerilim politikaları bölgedeki kutuplaşmayı artırmıştır. Bu sebeple oyları artacak gibi gözüküyor.
PKK geleneğinden gelmeyen adayların da bulunması, bu partinin de tabanını genişletmek istediğini gösteriyor. Fakat bu maalesef ılımlılaşma değil, radikalleşme izlenimi veriyor.
BDP’nin adayları arasında PKK’dan daima uzak durmuş birkaç isim var. Fakat bunların siyasi görüşleri Öcalan’dan da ‘maksimalist’tir! Ben bu seçimlere öncelikle “Türkiye’nin uzlaşmayla anayasa yapabilme kabiliyeti” açısından bakacağım. Bu konudaki kaygılarım inşallah boşa çıkar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi