Baykal'ın başbakanlığına 23 Nisan formülü
İnsan yaşlandıkça sakinleşir, Baykal yaşlandıkça hırçınlaşıyor.
Yaşın kemale ermesi,başın kemale ermesine yetmiyor demek ki. Baykal konuşurken, siyaset yapan bir adamdan çok kavga yapan bir adama benziyor. Konuşmuyor, münakaşa ediyor.. Bağırıyor, çağırıyor, gırtlağını patlatıyor, çatık kaşları, abartılı ses tonuyla muhataplarını etki altına almaya çalışıyor. Bütün gücünü sözünün niteliğinden çok, sesinin tonuna veriyor.
Baykal, yıllardır siyaset sahnesinde.
Onunla birlikte politikaya başlayanların çoğu şimdi emekli. Kimi evinde oturuyor, kimi hatıralarını yazarak, genç kuşaklara tecrübelerini aktarmaya çalışıyor.
Baykal ise hala konuşuyor. Tatminsiz bir ruh haliyle rakiplerini kum torbası gibi dövmeye devam ediyor.
Bu hırçınlık sebepsiz değil. Baykal on yıl önce CHP genel başkanıydı, şimdi yine genel başkan. O kadar çırpınmasına, didinmesine rağmen genel başkanlıktan bir adım ileri gidemedi. Ondan çok sonra siyaset sahnesine çıkanlar, bakan, başbakan hatta cumhurbaşkanı oldular, ama o hala sadece genel başkan.
İşte Baykal’ı çıldırtan da bu.
Erdal İnönü’nün, Murat Karayalçın’ın geldiği yerlere bile gelemedi. Sıra bende dediği her sefer, önüne başka bir siyasetçi geçti. Şimdi önüne geçenlerin ise ne zaman arkasında kalacakları meçhul.
Halbuki Baykal’ın fazla zamanı yok. Bir on sene daha bekleyecek ne sabrı, ne tahammülü var. Bir an önce başbakan olup, deşarj olması lazım.
Ama nerede?
Başbakanlık Arslan’ın ağzında. Eskiden başbakan olmak için sadece içeridekileri alt etmek yetiyordu. Şimdi bir de AB, ABD, uluslararası toplum gibi yeni rakipler çıktı. Daha birkaç gün önce Ekonomist Dergisi, Baykal için 'Teflon' nitelendirmesinde bulundu. Yetmedi dünyanın en prestijli dergilerinden Foreign Policy, Baykal’ın yıllardır mücadele ettiği Fethullah Gülen Hocaefendi’yi dünyanın alanlarında en önemli konuma sahip yüz isminden biri ilan etti. Baykal’ın kırk yıldır çırpınmasına rağmen giremediği yerlere, hasım ilan ettiği isimler bir bir giriyor
Baykal nasıl çıldırmasın?
Son günlerde bir de Lagendijk diye birinin çıkıp, Avrupa sosyal demokratlarının Baykal’dan utanç duyduklarını söylemesi işin tuzu, biberi oldu.
Bu durumda Baykal nasıl mutlu olsun. O mutlu olmayınca başkalarının da mutlu olmaması için elinden geleni yapıyor. Onun için ne yapıp edip, memleketin selameti için Baykal’ı mutlu etmek zorundayız.
Bunun yolu da bellidir, Baykal’ı Başbakan yapmak.
Seçim yoluyla bu mümkün olmadığına göre, yapılacak iş 23 Nisan formülünü devreye sokarak bu problemi çözmektir.
Bilindiği gibi, her 23 Nisan’da TBMM de başbakanlığın bir çocuğa devredildiği sembolik bir tören yapılıyor. 23 Nisan geçtiği için aynı tören 19 Mayıs’ta da yapılabilir. Türk siyasetinin ihtiyar genci Baykal, 19 mayıs Milli egemenlik, gençlik ve spor bayramında birkaç dakikalığına sembolik olarak Başbakan yapılabilir.
Ne de olsa genç sayılır.
Hem bunun kimseye de zararı olmaz.
Böylece hem, bu eski siyasetçimiz onure edilerek sakinleştirilmeli, hem de memleket kurtarılmalıdır.