Seçim notları
MUHAFAZAKÂR gazetelerin manşetlerine bakıyorum; CHP’de ‘tasfiye edilen’ isimlerin tepkilerini büyütmüşler:
“Kemal Bey bizi aldattı!”
“‘Benim adım Kemal’ diye söz verdi, tutmadı.”
“CHP’deki küskünlerin muhalefeti sertleşiyor.”
Fakat bu gazeteler sürekli “politbüro” diye niteledikleri, “laikçi” diye eleştirdikleri isimlerin tasfiye edilmesinden rahatsız olabilirler mi?!
Öyleyse bu manşetler niye?
Kaldı ki, aynı gazetelerde Kılıçdaroğlu’nun “politbüro”yu tasfiye etmesini olumlu bulan makaleler çıkıyor. Bülent Arınç da, siyasi rakip olduğu halde, bu değişikliği olumlu bulduğunu açıkladı; her zamanki siyasi dürüstlüğüyle.
Elbette bir partiyi destekleyip, başka partilere karşı olmak gazeteler için de doğal bir haktır; gelişmiş demokrasilerde de böyledir. Ama partizanlığın bu kadarını fazla buluyorum. İnanılan bir ilke yönünde ‘öteki parti’ açılım yaparsa bunu desteklemek felsefi tutarlılığın bir şartıdır.
Kılıçdaroğlu’nun yapmaya çalıştığı değişiklikleri ve açılım çabalarını ben de yetersiz buluyorum ama yönünün doğru olduğu açıktır.
Demokrasimizin dengeye kavuşması ve demokratikleşme sürecinin olgunlaşması için CHP’yi geniş kitlelere açılım yönünde teşvik etmek gerekir. Bu yolda karşılaştığı iç sorunları kaşımak ‘felsefesiz’ bir tavırdır.
İzmir meydan savaşı
Bu seçimlerin simge illerinden biri elbette İzmir... CHP’ye karşı Atatürk döneminde Serbest Fırka’yı, sonra Menderes’i destekleyen İzmir, bugün CHP’nin kalesi...
Siyasi tablo böyle. Ekonomik tabloda ise İzmir dinamizmini kaybetmiş durumda.
Halbuki İzmir’in ne burjuvazisi eksik ne de dünyaya açılmak için limanı...
Bu seçimde İzmir’de AKP’nin ‘iki koldan’ taarruza geçecek olması dikkat çekiyor:
- İzmir 1. bölgede AKP’nin liste başında muhafazakâr değil, sosyal demokrat bir isim var: Ertuğrul Günay... Ecevit’in Özgür Gündem dergisinden beri solda daima demokrasiyi, halkla barışıklığı savunan bir aydın. Sanat camiasında AKP ile bir sorun çıksa sorunu çözen isim.
Tam İzmir’e göre...
- İzmir 2. bölgede AKP’nin liste başı, (eski) Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım. İdeolojik değil teknokrat özelliğiyle ve icraat başarısıyla tanınan bir isim. En başarılı icraatçı bakanlardan biri.
Peki, niye CHP’de de ideolojik değil, teknokrat vasıfları öne çıkan, siyasi olarak muhafazakâr veya liberal özelliklere sahip isimler olmasın?!
İzmir’e taze kan
İzmir yıllardır “birinci derecede gelişmiş” üç ilimizden biridir. Fakat 1996-2003 arasında gelişmişlik indeksi gerilemiştir; 2.709’dan 2.524’e...
Bunda AKP’nin rolünün olmadığı açık.
İzmir’in altyapısının modernizasyonu, daha fazla ‘dışa açılma’ ve yatırım cazibesi kazanması ve tekrar Ege ekonomisinin lokomotifi olması gerekiyor.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İzmir’e taze kan olacak projelerin baş mimarıdır. Yılda 500 bin yolcu taşımak üzere hizmete giren Egeray... İstanbul-İzmir otoyolu projesi; Çanakkale Boğazı’nın üzerinde Avrupa’nın en uzun köprüsü inşa edilerek Ege ve Marmara ekonomilerini birbirine bağlayacak.
Ankara ile İzmir’i bağlayacak otoyol projesi...
CHP’nin kalesi İzmir’e AKP’nin bir yandan ekonomik dinamizm, öbür yandan kültürel kapsayıcılıkla yönelmesi isabetlidir.
CHP de ekonominin ve farklı kesimlere açılmanın önemini görmelidir.
CHP’de de ekonomi konuşan ve muhafazakâr kitlelere sıcak gelecek isimlerin bulunması gerektiğini herkes görmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.